KADİR DAYIOĞLU


SOROS’UN ADAMI KİM?

Bir parti düşünün, olan bitenler karşısında, sıkıştıklarında, “üç maymunları” yani “görmedim, duymadım, bilmiyorum” oyununu maharetle oynuyor. Bu sefer fena takıldılar, “50+1”e… Şimdi de; “bilip de bilmezlikten gelmeye başladılar!”


Şu AKP, ömür parti doğrusu… “Yapıyor!” sonra “kim yaptı?” diye arıyor… Konu, “50+1”Tayyip Bey sıkıştı… Anketlere göre, bırakınız “50+1”i, “40+1”i bile bulamıyor. Bulamayınca da; “bu havuza bizi kim itti!” diye araştırmaya başladılar.

Bir parti düşünün, olan bitenler karşısında, sıkıştıklarında, “üç maymunları” yani “görmedim, duymadım, bilmiyorum” oyununu maharetle oynuyor. Bu sefer fena takıldılar, “50+1”e… Şimdi de; “bilip de bilmezlikten gelmeye başladılar!”

***

İnanın, “50+1” için “by Kemal” ya da “iki ayyaştan biri, İsmet Paşa yaptı!” derlerse hiç şaşmam. Ha, tabanı inanır mı? Tamamı demem ama “aya dört şeritli otoyol yapacaklarını” söylediklerinde, tabanda nasıl inananlar olacaksa, bu konuda da mutlaka vardır. Baksanıza, sokak röportajlarında, “Dövizi kim artırıyor?”, sorusuna mebzül miktarda “by Kemal ve CEHAPE” diyen var.

***

Parti ağır toplarından, MKYK Üyesi Şamil Tayyar işaret etti, havuza kimin ittiğini; “Soros’un partiye yerleştirdiği Sorosçular!”. Hayda, çıkın bakalım işin içinden… Kimmiş bunlar; “Soros’un partiye yerleştirdiği Sorosçular!”? Çıkın bakalım işin içinden?

Biliyorsunuz; en büyük Sorosçu, Osman Kavala yıllardır kodesteyken, parti içine sızan Sorosçular nasıl dışarı da? Hayretimi mucip oldu.  

***

Anayasa değişikliği sırasında, partili çok savunan vardı. Kimse “kıvırtmasın!”. “Hocaefendi, hocaefendi!” diye afakı inletenlerin olduğu gibi…

***                                                                                                                        

Anayasa bağlamında; basına yansıdığı kadarıyla, bunların başında merhum Burhan Kuzu geliyordu. Saniyen Mehmet Uçum, salisen Şükrü Karatepe Hocamız… Benim, dikkatimi çeken bunlardı.  

***

Tabii, içlerinde en radikali Uçum idi. Şiddetli bir biçimde savunuyordu. Kuzu ise, “nostalji” yapıyor, geçmişten beri ideali olduğunu söylüyordu, “Başkanlık Sistemi”nin. Karatepe, pek isteksiz savunuyordu. Ama taraf olduğu muhakkaktı…  

O günlerdeki bir konuşmamızda, bu işe nasıl girdiğini sormuştum. “Üstat, Külliye’den talimat geldi, bu konuda yirmi küsur maddelik (sanırım 24 olacak) bir Anayasa değişikliği çalışmamız istendi. O vesile ile görev aldım, komisyonda” demişti. Dediğim gibi en radikali Uçum’du… Basında da “liberal” geçinen bir sürü yazar savunuyordu, değişiklikleri. Neyse!..

***

Gelelim Tayyar’ın parti içinde sızan “Sorosçulara”. Bundan Uçum alındı ve veryansın etti. Tabii, kavgaları beni ilgilendirmiyor. Parti tabanı bunları görmezse, ekonomideki feci gidişin farkına varmazsa, ben ne yapayım? Olan ülkeye oluyor.

***

O zaman Uçum ile ilgili iki yazı kaleme almışım. İzninizle bunları paylaşıyorum. Bakalım bazı tahminlerimiz de isabet olmuş mu. İlki, 01 Mart 2017 tarihini taşıyor.

MEHMET UÇUM (1)

Bu ismi yeni duydum… Tayyip Beyin hukuk başdanışmanlarından. Anayasa’yı değişikliğini hazırlayan ekibin içinde. Belli ki, önde gelenlerden… 1965, Kars doğumlu… Avukat… Eski TKP’li... Türkiye  Komünist Partisi gençlik kolu üyesiymiş. Afiş asma, duvara yazı yazma nedeniyle “55 gün gözaltına” alınmış vs.

Aile yakınları da solcuymuş. Bir insan hakları savunucusu… Saygı duyarım; bu özelliklerini bildiğim için, bakalım ne diyecek diye, sonuna kadar dinledim. Öyle ya, “kaliteli adam” özlemi çekmeye başladık. Marksist kökenden gelince olaylara analitik ve diyalektik yaklaşabiliyor; Neden-sonuç ilişkisi kurabiliyor. Şimdi, “liberal düşünceye” evirilmiş gibi…

İlk defa, Şubat başlarında CNN Türk’te, Şirin Payzın’ın programında izledim. Kanunu, çok güzel savundu… Salı gecesi de Fatih Altaylı’nın TEKE-TEK programında bir kez daha izleme fırsatı buldum. Yine zevkle dinledim… Tabii, itiraz kaydım saklıkalmak kaydıyla.

***

Mehmet Uçum (1) başlıklı yazımızın devamını pazartesi vereceğim. Salı Günü de, “Mehmet Uçum (2)”yi.