MUSTAFA CENGİZ


SIRAT KÖPRÜSÜ…

Eğer ki üretim ekonomisine dönülmez ve Devletçilik ilkesine sadık kalınmaz ise 2022 yılının 2021’den daha kırılgan olacağı gün gibi aşikar. 2020 Yılını pandemi nedeni ile kayıp yıl olarak geçen Türkiye’nin 2021 yılı itibarı ile büyüme rakamlarındaki artışa karşın iç piyasadaki başta İşsizlik ve Hayat pahalılığı gibi açmazların dar gelirliyi köşeye sıkıştırdığı bir süreçte artık “Deniz Bitti” gibi görünüyor. Türkiye’de Beka sorunu olmaması için Ekonomik bağlamda da özgürlük şart. Bitmiş, göçmüş bir ekonomi ile Güçlü bir Türkiye mümkün değil…


Türkiye deyim yerinde ise yine “Sırat Köprüsün” nden geçiyor.

Ekonomideki kırılganlık devam ediyor.

Cumhurbaşkanının Merkez bankasından ısrarlı talepleri akabinde gelen 2 puanlık faiz indirimi ile yüzde 18’den 16’ya düşüş yine büyük bir “Ekonomik Kayba” neden oldu.

YANLIŞ BAKIŞ AÇISI…

Birçoklarına göre Türkiye’de kimse maaşını dolar olarak almıyor ve doğal olarak Dövizdeki artış çokta önemli değil.

Ancak gelin görün ki tüm girdi maliyetleri en küçük bir döviz kıpırdaması nedeni ile tavan yapıyor ve bu da direkt olarak piyasalara öyle ya da böyle yansıyor ve finalde Zamların ardı arkası kesilmiyor.

Dün sattığını bugün aynı fiyata rafa koyamayan esnaf, İhracatta pazara girmek için bütün imkanlarını seferber eden Sanayicinin bu şartlar altında hiçbir pazarda rekabet şansı kalmıyor maalesef.

YILIN FİNALİ KÖTÜYE GİDİYOR

Kasım-Aralık ayları Türk insanının daha da zor bir sınav vereceği Ekonomik günlere gebe.

Eğer ki üretim ekonomisine dönülmez ve Devletçilik ilkesine sadık kalınmaz ise 2022 yılının 2021’den daha kırılgan olacağı gün gibi aşikar.

2020 Yılını pandemi nedeni ile kayıp yıl olarak geçen Türkiye’nin 2021 yılı itibarı ile büyüme rakamlarındaki artışa karşın iç piyasadaki başta İşsizlik ve Hayat pahalılığı gibi açmazların dar gelirliyi köşeye sıkıştırdığı bir süreçte artık “Deniz Bitti” gibi görünüyor.

REKORLAR… REKORLAR…

Türkiye İhracatta rekorlar kırıyor.

Bunun son örnekleri Kayseri Sanayicinin ve Ticaret erbabı Tüccarların paylaştığı rakamlar.

Yani STK’lar KAYSO-KTO’nun Akdeniz İhracatçılar Birliği verilerine göre  paylaştığı rakamlar.

Temmuz-Ağustos sonu gibi 3.5 Milyar Dolar’ı gören rakamların yıl sonu beklentisi 5 Milyar dolar civarında idi.

Gerçekleşir mi?

Ömrümüz var ise hep birlikte göreceğiz inşallah.

Bu arada gerçekleşen rakamların geri dönüşümünün ekonomi üzerindeki pozitif etkisi kadar negatifleri de iyi etüd edilmeli zira yılbaşı ile yılsonu arasındaki döviz makası iyiden iyiye uçmuş ve MB’nin yılsonu beklentisinin epey üzerine çıkılmış durumda.

ÜRETİCİNİN CANINA OT TIKANIYOR

İhracat rakamlarına sevinirken gözden kaçan İthalat rakamları da samimiyetle masaya yatırma zorunluluğumuz var.

Zira Türkiye’de şu anda İthal edilmeyen nerede ise hiçbir şey yok.

A’dan Z’ye her şey ithal ve yurtdışı patentli…

İç pazarda üreticinin canına ot tıkayan bu kolay yaşam modelinin faturası ağır olacak gelecek nesiller adına.

DOMİNO ETKİSİ

Ekonomideki her kötü adım, her olumsuz sonuç doğal olarak “Domino Etkisi” ile birbirini daha da olumsuz yönde tetikliyor.

Vatandaşın alım gücü azalmış durumda. Standart Asgari Ücret ile geçinmek her geçen gün yeni gelen zamlar ile daha da olağanüstü bir çaba ve sabır gerektiriyor ama “Sabır Taşı da Çatlamış!” durumda.

Dolar’daki 1 TL’lik oynamanın ekonomiye maliyeti tamı tamına 450 Milyar TL ve borç sarmalı kartopundan çığa dönüşüyor.

Bu 450 Milyar TL ile başta 100 Bin öğretmen alımı olmak üzere EYT’lilerin problemi dahil onlarca probleme çözebilirdi iktidar.

Ama nerde o günler…

Halen hamasi nutuklara devam…

KÖTÜMSER SENARYOLAR…

Geçtiğimiz günlerde yine bu sütunlarda yer verdiğimiz gibi kapanan şirket sayısının 70 Binlere ulaşması ve yıl sonuna kadar beklentilerin 100 binleri zorlaması yönelik kötü senaryolar işin daha da içinden çıkılmaz boyutlara varacağının kötümser senaryoları.

Kaldı ki baskın seçim senaryoları ile yeni bir Seçim Ekonomi iflas anlamı taşıyor.

Türkiye’yi yönetenlerin yaşananları iyi okuması gerekiyor.

Türkiye’de Beka sorunu olmaması için Ekonomik bağlamda da özgürlük şart.

Bitmiş, göçmüş bir ekonomi ile Güçlü bir Türkiye mümkün değil…