KADİR DAYIOĞLU


SELÇUK ŞİRİN

Son sözü; “Yolunuz açık olsun!”, diyor Hocamız.


1969 yılında Ardahan ilinin Göle ilçesine bağlı olan Yiğitkonağı (eski adı Türkeşen) köyünde doğdu. İlköğrenimini babasının öğretmenlik yaptığı kendi köyünde; lise öğrenimini Göle’de tamamladı. Yükseköğrenimini Ortadoğu Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde yaptı.

***

1991’de üniversiteden mezun olduktan sonra 1996-998 arasında Milli Eğitim Bakanlığı bursu ile ABD’ye gitti. Gidiş o gidiş… Profesörlük ve öğretim üyeliği. Ama ülkesi, doğduğu topraklarla hiç ilgisini kesmedi. Köşe yazıları, kitapları ve uyarıları ile bizleri aydınlatıyor. 

***

Dün, ABD’den geldi… Ayağının tozu ile HalkTV’de, İsmail Küçükkaya’nın programında canlı izledim. İzleme fırsatı bulamayanlar mutlaka, “youtube”tan izlesin.

***

Hocamız diyor ki; “Köy Enstitüleri olmasa babam, babam olmasa ben olmazdım!”. Peki, günümüzde ne olmalı; “Kent Enstitüleri”… “Yaparak, araştırarak öğrenme” merkezleri… Bu sözü duyunca, “meslek okullarını” Kayseri’nin dört bir yanına yaymak isteyen Kayseri Üniversitesi ve bunun değerli rektörü Kurtuluş Karamustafa geldi.

***

İlçeler bazında yaygınlık kazanan bu okullarımıza, herkesin özellikle belediyelerin ve OSB’lerin destek vermesi; nicelik ve nitelik dokularını geliştirmesi gerekir. Umarız ve temenni ederiz, Karamustafa Hocamız, birkaç dönem daha rektörlüğe devam eder. 

***

Şirin Hocamızın, yeni seçilen belediye başkanlarına gönderdiği mektubun bazı bölümlerini paylaşmak istiyorum. Umarım bu mektup, Kayseri belediyelerine de ulaşmıştır. “Sayın Başkanım!” diye başlıyor mektup 

 

“… önümüzdeki dönemde ancak sınırlı sayıda projeyi hayata geçirme fırsatınız olacak. Size bu mektubu yazma nedenim de o projelerde önceliği çocuklara ve gençlere vermenizi rica etmek. Çünkü artık bilimsel olarak biliyoruz ki uzun vadede en kalıcı yatırım, çocuklara ve gençlere yapılan yatırımdır. 

***

Eğer müsaade ederseniz size değerlendirmeniz için 4 somut proje önereceğim. Bu projelerin her biri bilimsel olarak sağlam bir temele dayanıyor ve ciddi bir toplumsal ihtiyaca yanıt veriyor. 

***

“… Türkiye, eğer bu yüzyılda iddiasını devam ettirmek istiyorsa çocuklarını ve gençlerini geleceğe çok daha iyi hazırlamak zorunda. Merkezi hükümet, bu alandaki başarısızlığını kendi de kabul ediyor ve çözmek için şimdiye kadar bakanları değiştirmekten öte bir şey yapmadı, bir reform hayata geçiremedi. O nedenle çocuklarımızın ve gençlerimizin, geleceğe daha güvenle bakabilmek için belediye hizmetlerine ihtiyacı var.”

***

“Halka en yakın olan yönetim birimi olarak belediyeler, tüm dünyada eğitim başta olmak üzere çocukların gelişimi için hizmetlerde öncü kurumlardır. Türkiye’de de son yıllarda başta İstanbul ve Ankara olmak üzere pek çok yerde bu anlamda doğru adımlar atıldı. Benim sizden ricam bu adımları Anadolu’nun her köşesine yaymanız ve daha da ileri götürmenizdir.”

***

Önümüzdeki dönemde özellikle çocuklar ve gençlerle ilgili size pek çok proje gelecektir. Bu projeler arasında kısıtlı kaynaklarla en doğru yatırımı yapmak için lütfen şu iki kriteri kullanın: İhtiyacın boyutu nedir?Hayata geçireceğimiz projenin işe yaradığını gösteren bilimsel bir kaynak var mı?

***

“… sorularına yanıt vermek.  Bu temel verileri çıkarttıktan sonra sizden ricam doğum öncesinden başlayarak farklı yaş gruplarına yönelik olarak hazırladığım şu 4 projeyi değerlendirmeniz. Her biri bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış bu projeler hayata geçtiğinde çok değil birkaç yıl sonra göreceksiniz ki yönettiğiniz şehirde çocuklar ve gençler biraz daha başarılı, biraz daha mutlu biraz daha sağlıklı bir şekilde hayata atılacak. 

***

“…okul öncesi dönemin insan gelişimi açısından en kritik dönem olduğu gerçeğidir. Okulda ve hayatta başarının birinci belirleyicisi ev olduğuna göre bizim müdahale etmemiz gereken ilk alan, çocukların doğumdan itibaren ilk üç yılı geçirdiği ev ortamıdır.”

***

“İnsan beyninin gelişimi yüzde 90 oranında daha çocuk okula başlamadan tamamlanıyor. Yönettiğiniz şehirde dünyaya gelen bebekler daha ilk gün iki sınıfa ayrılıyor. Evde sağlıklı ve zengin bir öğrenme ortamına sahip olan çocuklar ve diğerleri. İlk gruptaki şanslı çocuklar okula daha hazır başlıyor. Bu imkandan mahrum olan çocuklar ise okula ve hayata bir sıfır geride değil, çoğu zaman hükmen yenik başlıyor.”

***

“O nedenle benim size önereceğim ilk proje, şehrinizde dünyaya gelen her çocuğa daha hastaneden eve geldiği gün içinde zengin öğrenme ürünleri olan bir hediye paketi vermek. Bu paketin en önemli unsuru kuşkusuz piyasada ancak varlıklı ailelerin satın alabildiği bebek kitapları.”

***

“… Türkiye’de okul öncesi eğitim hem pahalı, hem sınırlı. O nedenle Türkiye’nin her yerinde belediyelerin acil olarak okul öncesi eğitime girmesi ve her mahalleye bir kreş açması gerekiyor.” Bu uygulamaya … özellikleyoksul ailelerin çocuklarının yaşadığı mahallelerden başlayarak belediye kreşlerini hayata geçirmeniz geleceğimiz adına yapacağınız kalıcı yatırımlardan biri olacak.”

***

“Yönettiğiniz bölgede her çocuğun 3 yaşından itibaren sınırlı da olsa oyun bazlı, kaliteli bir öğrenme ortamına kavuşması, Türkiye’ye çok kısa sürede eğitimde sınıf atlatacak bir hamledir.

***

“ …Köy Enstitüleri’nde uyguladığımız atölye bazlı ‘yaparak, yaşayarak’ öğrenmeye dayanıyor. Dünya değişti ama öğrenme yöntemi değişmedi. O nedenle her belediye görev sınırları içinde bir Kent Enstitüsü açmalı ve çocuklarımızın bilimi, teknolojiyi, mühendisliği, sanat ve tasarım ile matematiği yaparak öğrenmesine fırsat sunmalı. … Biz yüz yıl evvel Köy Enstitüleri’nin temelini atarak dünyaya model üretmiş bir halkız, şimdi çok daha iyisini yine yerelden, Anadolu’nun dört bir yanından dünyaya sunabiliriz. 

***

Dördüncüsü: “… bizim kalkınabilmemiz ülkemizde daha çok girişimci çıkmasına bağlı. … Önümüzdeki dönemde her belediye bir girişimcilik ofisi ve kuluçka merkezi kurarak bu açığı yerelden başlayarak kapatabilir. “

***

Son sözü; “Yolunuz açık olsun!”, diyor Hocamız.