KADİR DAYIOĞLU


SALLA GİTSİN NASIL OLSA YİYEN ÇOK?

Çırpındıkça etrafa saldırıyorlar; saldırdıkça dengelerini kaybediyorlar. Allah, bunların bırakınız hayrını, şerrinden emin eylesin. Medya, hiçbir dönemde bu kadar seviye kaybetmemişti.


İktidar sıkıştıkça gayret yandaşlara düşüyor. Öyle ya, Tayyip Bey kaybettiği anda onlar da yirmi yılda kazandıkları konfor ve pozisyonu kaybedecekler. Kraldan fazla kralcı olmaları bu yüzden. Üzülmesinler, yeni iktidarın yanında da yer bulurlar…

Sallayıp duruyorlar. İktidarı kim eleştiriyor, şimşekleri üzerlerine çeviriyorlar, “çamur at, tutmazsa izi kalır!” kuralına sığınıyorlar. Bundan en sonunda nasibini, ciddiyetinden asla şüphe edilmeyen ekonomist Mahfi Eğilmez de aldı. Eğilmez, 2001 krizinde Merkez Bankası Başkanıymış, “ülkeyi batırmış”.

***

Söyleyen de iktidarın kalemşorlarından, çok iyi tanıdığınız birisi. İsmi lazım değil…

***

Eğilmez Blogunda (Eylül 19, 2021), “ülkeyi nasıl batırdığını”, “2001 Krizinde Ülkeyi Nasıl Batırdım?” başlığı altında “acı-acı” anlatmış. Bakınız nasıl batırmış:

“Habertürk televizyonunda yayınlanan bir tartışma programında katılımcılardan birisi yazdığım bir makaledeki şemayı gündeme getirince diğer bir katılımcı benim 2001 krizi sırasında Merkez Bankası Başkanı olarak ülkeyi krize sokup batıranlardan birisi olduğumu ve ekonomi konuşamayacağımı söyledi.

Bendeniz yaşamımın hiçbir döneminde Merkez Bankası’nda görev yapmadım. 1972 yılında Mülkiye’yi bitirdikten sonra açılan yarışma sınavını kazanarak atandığım Maliye Müfettiş Muavinliğiyle başlayan kamu görevim sırasında daire başkanlığından müsteşar yardımcılığına kadar bütün yönetim kademelerinde görev yaptım. (…) 1996 yılında kamu görevinden ayrılarak özel kesimde bir şirkette danışman olarak çalışmaya başladım.

1997 yılında Mesut Yılmaz 55’inci hükümeti kurduğunda bana Hazine Müsteşarlığı önerdi. (…) [Şartlı kabul ettim.] 16 Temmuz 1997’de, müsteşar olarak atanmam gerçekleşti. 04.12.1997 tarihinde [yani altı ay sonra] ayrıldım”. Ayrılma nedeni de, Merhum Yılmaz’ın, görev kabul ederken, “verdikleri reform sözünü” tutmamasıymış. 

***

Çırpındıkça etrafa saldırıyorlar; saldırdıkça dengelerini kaybediyorlar. Allah, bunların bırakınız hayrını, şerrinden emin eylesin. Medya, hiçbir dönemde bu kadar seviye kaybetmemişti.

***

TOPAL ÖRDEĞE BENZETMEK ZAHİR BÖYLE BİR ŞEY!

"CHP'li 4 büyükşehir belediyesinin,  hem de ucuz, uzun vadeli uluslararası dört kredisine Sayın Tayyip Erdoğan tarafından aylardır onay verilmedi. Belediyelerin vatandaşa hizmet götürmek için kullanacağı toplamda 8 milyar 521 milyon TL tutarındaki kredi Erdoğan'ın imzasını bekliyor. " (Basından)

***

Neymiş efendim, "cari açığı" artırırmış.

Sevsinler sizi.

Neticeyi kelam daha çok beklersiniz, imzayı!

***

Unutmayın, "ileri demokrasideyiz." 

İşler böyle olur işler ileri demokraside!

***

Büyükşehirleri kaybettiler. Evlat acısından daha fazla oturdu içlerine. İki yılı aşkın bir süre geçti, kaybedeli, hala yas tutuyorlar. Ya iktidarı kaybederlerse, herhalde ; "Küçük Kıyamet" (Kıyamet-i Suğra) hali yaşayacaklar.

***

Anlaşılan,  kredileri de "sandık" çözecek. Bize düşen; "armudun sapı, üzümün çöpü!" demeden tercih yapmak. Sandıktan başka çıkış yolu yok

HAFIZAYI BEŞER NİSYAN İLE MALUL (DEĞİLDİR)!

İnsan hafızası unutma illetli olsa da "Google Amca" unutmuyor. Sayın Erdoğan, yıllar öncesi, 2023 hedefi olarak neler demişti. Bir hatırlayalım:

-2 trilyon dolar milli gelir,

-25  bin dolar kişi başına gelir,

- 500 milyar dolar ihracat,

- Yüzde 5 enflasyon,

- Yüzde 5 işsizlik,

- 500 milyar kWh elektrik üretimi,

- Dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi arasına girme.

Hatırlayalım...

***

Şimdi ise, hazırladıkları, ne kadar gerçekleşeceği meçhul, “Orta Vadeli Plan"da (OVP) bile bu rakamların semtine dahi yaklaşamıyorlar. Bir de unutmayın, 19 yılda 2,5-3 trilyon dolar kaynak kullandılar. Kamu kaynağı kullanılarak ya da kamu tarafından yapılan "on baba" yatırımı sayın bakalım. Ama ben size, bunun üçte biri kadar kaynağın kullanıldığı, beğenmedikleri kendilerinden önceki seksen yılda yapılan "100 baba" yatırımı bir çırpıda sayayım.

***

“Algı yönetimi” ile, boşa harcanan 19 yıl. Hâlâ bu yönteme devam ediyorlar. Şimdi de, “pahalılıkla” yıkmaya çalışıyormuş Sayın Erdoğan’ı… Böyle söylüyor, “havuz medyası”.