RECEP BULUT


RECEP MAMUR’UN ARDINDAN…

Kayserispor Kulübü eski Başkanlarından iş insanı Recep Mamur 72 yaşında vefat etti…Henüz 72 yaşındaydı…


Kayserispor Kulübü eski Başkanlarından iş insanı Recep Mamur 72 yaşında vefat etti…

Önceki gün Kayserispor Kulübü eski Başkanlarından Recep Mamur hayata gözlerini yumdu…

Henüz 72 yaşındaydı…

Beyninde ur vardı…

Birkaç kez beyin ameliyat olmuştu…

İlk ameliyatı bir hayli sıkıntılı ama ikinci ameliyatı daha başarılı geçmişti…

Tabii her ne kadar iyi geçse de Recep Mamur sonuçta zor bir hastalıkla mücadele ediyordu…

Önceki gün akşam saatlerinde yattığı Acıbadem Hastanesi’nde vefat etmiş…

Allah rahmet etsin…

Dün cenaze töreni vardı…

Kayseri’den Kayseri dışından sevenleri, dostları geldi…

Aziz Yıldırım, kardeşi Ali Yıldırım, uzun süre Kayserispor’da birlikte görev yaptığı Süleyman Hurma ve Başakşehir Kulübü’nün Başkanı Göksel Gümüşdağ gibi isimler vardı…

Hatta dün Hulusi Akar Camii’nde kılınan cenaze namazından sonra Aziz Yıldırım ve Süleyman Hurma ile beraberinde ki heyet Recep Mamur’un eşi Emine Mamur’a başsağlığı dilemek için Talas’ta ki evine gittiler… Emine Hanım’a ve oğulları Mustafa, Yusuf ve Ali Mamur’a başsağlığı diledikten sonra Kayserispor Tesisleri’ne geçtiler… Oradan da geldikleri özel uçakla Kayseri’den ayrıldılar…

Gözler özellikle Özhaseki’yi aradı…

Özhaseki yoktu… Şüphesiz ciddi bir manisi olduğu içindir…

Cenaze namazına Vali Şehmus Günaydın, MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, Ak Parti Kayseri Milletvekili İsmail Tamer, Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Mustafa Çalış, Kayseri Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Kurtuluş Karamustafa, Melikgazi Belediye Başkanı Mustafa Palancıoğlu, Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayraktar, Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın, Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan, KTO Başkanı Ömer Gülsoy, OSB Başkanı Tahin Nursaçan, KTB Başkanı Recep Bağlamış, Diyanet İşleri eski Başkan Yardımcısı Necmettin Nursaçan, Ak Parti İl Başkanı Şaban Çopuroğlu, MHP İl Başkanı Adnan İncetoprak, Kayseri Spor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, Kayserispor Asbaşkanı Ali Çamlı, bazı Kayserisporlu futbolcular ile Mamur’un ailesi, yakınları ve sevenleri katıldı…

Recep Mamur kendine münhal ilginç bir şahsiyeti olan biriydi…

Anı anını tutmazdı!

Onun yapısını bilmeyen onunla geçinemezdi!

Doğru bildiğinden asla şaşmazdı…

1949 yılında Molu Köyünde dünyaya gelmiş…

Doğduğu iki katlı ev o zamanlar Molu Köyü’nün Kayseri tarafında ki bugünkü Erbosan Fabrikası tesislerinin olduğu yermiş…

Recep Mamur’a kendi doğmadan önce babası vefat ettiği için babasının adını yaşatsın diye babasının adını vermişler…

Annesi Azime Hanım hem oğlu Recep Mamur’u hem de iki ablasını canını dişine takarak büyütmüş…

Yakınlarının anlattıklarına göre Recep Mamur için o yıllar zor yıllarmış!

Ben de onu taa 35-40 yıl öncesinden tam olarak değil de şöyle böyle tanırım…

Şekerciler Çarşısı’nın o ara çıkmaz sokakta ki yerinden…

Sakarya Oteli’nin içinde Kebapçı Hilmi‘nin lokantası, dip tarafta horoz dövüşleri  olur… Belediye İşhanı’na doğru yürüyüp geldiğiniz de ise bir başka Molulu Üviys Molu’nun Başak Film şirketi vardı…

O yıllar Recep Mamur için zor yıllardı…

Recep Mamur’un yıldızı dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki ile kurduğu dostluktan sonra parladı…

Allah var, ondan önce Alpaslan Mahallesi Mustafa Şimşek Caddesi’nde sahip oldukları bir arsayı Ali Yüzükçü ile birlikte değerlendirmek istediler… İnşaatı bir müteahhide verdiler, müteahhit yarım bırakıp gidince geri kalan kısmı bitirme görevini Yaşar Koçum’a verdiler… Sonra Ali Yüzükçü ile yolları ayrıldı, Yüzükçü Adana’ya gitti yerleşti…

Hatta rahmetli Veli Altınkaya’nın oradan bir daire alması için başta Salih Balcı olmak üzere birçok kişi aracı oldu…

Sonra Soman Kavuncu Caddesi’nde Toyota karşısında o dönem Erciyesspor Kulübü Başkanı olan Ahmet Demircioğlu ile birlikte 9’ar katlı 4 blok diktiler… İşi Uğur Özbek’e vermişlerdi…

Ama Recep Mamur hiçbir zaman müteahhitlik yapmadı, ellerinde arsaları vardı, müteahhide verip yaptırdılar…

Kumarlı’da ki işyerini harekete geçirdi…

Sonra FEMAŞ’ı büyüttü…

Kumarlı’dan OSB’ye taşıdı…

Şimdi FEMAŞ Türkiye’nin ilk 500 büyük firması içinde yer alıyor ve 160’a yakın ülkeye ihracat yapıyor…

İşte tam o hamle esnasında dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki ve Kocasinan Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ın ısrarıyla Kayserispor’a el attı…

Önceleri çok zorlandılar, sonra başarıdan başarıya koştular… Ertuğrul Sağlam ile Avrupalı olan Kayserispor, Tolunay Kafkas ile Türkiye kupasını aldı.
  Ertuğrul Sağlam ile dostluklarını daha da ilerlettiler… Hatta bugün Melikgazi Mahallesi eski adıyla Sevgi Hastanesi yeni adıyla Medical Palace’nin bitişiğinde ki arsaya bile ortak etmiş, daha sonra Ertuğrul Hoca Kayseri’den ayrılınca onunda hissesini devralmıştı…

Fakat Kayserispor’da esas dostlukları Süleyman Hurma ile pekiştirdiler… Süleyman Hurma ile olan dostlukları bir hayli ilerledi… Allah var Kayserispor’a da bir hayli başarı sağladılar…

Sonra bir ara işler bozuldu, Süleyman Hurma Kayseri’den ayrıldı gitti… Recep Mamur, Özhaseki’nin Belediye Başkanlığından milletvekilliğine soyunmasıyla birlikte, yerine gelen Mustafa Çelik ile anlaşamadılar Kayserispor’u bıraktı…

Erol Bedir Kulüp yönetimi devraldı…

Erol Bedir önce 71 milyon TL ile borç devraldım dedi… Sonra bu rakam 120 milyona peşinden de 140 milyona falan çıktı…

Recep Mamur kulübe 140 milyon borç bıraktı dedi…

Tartışmalar büyüdü…

Erol Bedir’den sonra ise borç rakamı 340 milyon TL’leri buldu…

Bir sonra ki yönetim bir öncekine borç çıkardı…

Gerçekte kimin ne kadar borç bıraktığı tam anlamıyla anlaşılamadı ve hala bu tartışmalar devam edip gidiyor…

Bu tartışmalar devam ederken Onursal Başkan Mehmet Özhaseki, son bir kez tarafları bir kez daha bir araya getirdi… Özhaseki, bir tarafta Recep Mamur, diğer tarafta Erol Bedir ile poz verdi…

Fakat borç halledilemediği için her ne kadar kameralar karşısında böyle bir görüntü verilmiş ise de tartışmalı rakamlar hala gündemde…

Recep Mamur o amansız hastalığa yakalanınca ilk paylaşılan o fotoğraf herkesin yüreğini burktu…

Kırgın olan, dargın olan hemen herkes üzüldü…

O günden bugüne kadar Recep Mamur o amansız hastalığa karşı büyük bir mücadele verdi…

İnatla direndi!

Fakat önceki gün akşam saatlerinde kaldırıldığı Acı Badem Hastanesi’nde hayata veda etti…

Allah rahmet eylesin…

Nur içinde yatsın…

**

SELAHATTİN BÜYÜKÖZTEKİN

CORONADAN VEFAT ETTİ…

Selahattin Büyüköztekin’i tanıyan var tanımayan…

O nedenle kısaca Selahattin Büyüköztekin’i anlatmam da yarar var…

Selahattin Büyüköztekin’in adı, 12 Eylül 1980 öncesi ve sonrası büyük olaylara karışmıştı…

Nam-ı diğer “Tarsus Canavarı” olarak bilinir…

Niye Tarsus Canavarı olarak biliniyordu dersiniz?

Aslında kendisi Tarsuslu falan da değil, Niğde –Kemerhisarlıdır…

Fakat Tarsus’ta bir kahve de tartıştığı beş kişiyi belinden çıkardığı tabancayla çatır çatır öldürdüğü iddiasıyla namı “Tarsus Canavarı” olarak çıkmıştı…

Ş.Urfa Cezaevi’nden Muhtar Sezai, yani Sezai Durmaz ile birlikte firar ettikten sonra MHP ve Ülkü Ocaklarıyla tanıştı…

Adı Adana’da birçok olaya karıştı…

Sonra aranırken Kayseri’ye geldi…

Ben onu Kayseri’de bir sarraf soygunu ve daha da önemlisi dönemin CHP İl Başkanı Av. Mustafa Kulkuloğlu’nu öldürdüğü için tanımıştım…

Tabii bizler de Kulkuloğlu 7 Mayıs 1980 tarihinde öldürüldüğünde failinin Selahattin Büyüköztekin olduğunu bilmiyorduk… 12 Eylül askeri darbesi olduktan sonra birçok olayda olduğu gibi Kulkuloğlu’nun failinin Büyüköztekin olduğunu öğrendik…

Selahattin Büyüköztekin’in karıştığı diğer olayları “İnfaz Çetesi” adlı kitabım da her olayı gün gün anlattım…

O nedenle tekrar detaya girmeyeceğim…

Büyüköztekin’in diğer bir önemli vukuatı 21 Aralık 1997 tarihinde  Edirne-TEM otoyolunda Avar Turizme ait otobüsün çevrilerek 6 kişinin öldürülmesiyle sonuçlanan olaydı… Adı aynı dava da Gaffar Çalışkan, eski Özel TİMCİ Cemil Andırmak, Polis memurlu Önder Topbaş, Mustafa andırmak, Recep Ramadan, Ali Tekin Tamgaç ve Fatik Okşan ile birlikte Selahattin Büyüköztekin azmettirici olarak yargılanmıştı…

Defalarca idamla yargılandı, müebbet cezalar aldı…

“Binbir surat” olarak da bilinen ve zaman zaman da kılık değiştiren Selahattin Büyüköztekin gözü kara biriydi… Gözünü kırpmadan cinayet işleyen bir yapısı vardı… İşte o nedenle ona “Tarsus Canavarı” deniliyordu… Yargılandığı mahkeme tutanaklarında, “Cinayet işlemekte ki ustalığı” nedeniyle seçildiğini yazar…

Uzun süre cezaevinde yattı… Son dönemlerini yanlış bilmiyorsam Kandıra Cezaevi’nde geçirmiş, şartlı salıverme yasasıyla birlikte tahliye olmuştu…

Adana da yaşıyordu…

Cornavirüse yakalanmış, tedaviye cevap vermeyince önceki gün vefat etmiş…

Dün Niğde-Kemerhisar’da toprağa verilmiş…

Aslında Selahattin Büyüköztekin ile bir röportaj yapmak istemiştim. Ancak mümkün olmadı… Büyüköztekin sırlarıyla öldü… Hatta eski ülküdaşları onu geçen yıl Kayseri’ye getirmişler… Sonradan haberim oldu…

Konuşsa özellikle 12 Eylül öncesi olaylarla ilgili çok şeyler anlatabilirdi… Ama o hiçbir zaman konuşmadı… Sırlarıyla gitti…

Bu kadar kanlı olaylara adı karışan birinin coronavirüsden vefat etmesi doğrusu çok ilginç!

Ne demeli? Taktiri ilahi!