KADİR DAYIOĞLU


NEO LİBERAL ZEHİR

NEO LİBERAL ZEHİR


AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, YSK'nin mazbatanın Zeydan'a verilmesi kararını isabetli bulduğunu yazdı, "Yüksek Kurulu içtenlikle kutluyorum" dedi. Ancak daha sonra tweeti sildi.

***

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Siyasi ve Hukuki İşler Başkanı Yazıcı, hesabından yaptığı paylaşımda yaşananları “cinnet hali” olarak nitelendirdi. 

***

Yazıcı şunları kaydetti:"Van ilimizdeki belediye başkanı seçimi ile ilgili 1 Nisan günü zuhur eden cinnet hali durumu, YSK verdiği isabetli kararla sonlandırdı. Yüksek Kurulu ve sayın üyeleri içtenlikle kutluyorum", demişti.

***

Hemen arkasından; “Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Van'da yaşanan süreçle ilgili olarak bir paylaşımda bulundu. Uzun bir paylaşım, hem nalına ve hem de mıhına vurmuş. Sanırım, kafası çok karışık.

***

Uçum paylaşımında özetle;" … Muhalefetin tüm aktörlerinin ve daha çarpıcısı iktidar içinde yer aldığı kabul edilen ve neoliberal zehirle zihin dünyalarını batıcılığa teslim etmişlerin Van olayında aldıkları tutumların kaydedildiğini de herkes fark eder" ifadesine yer vermiş.

***

Tabii, Yazıcı’nın tweetini silmesi, “Saray”dan gelen bu tepki üzerine mi, acaba? Tabii, neden sildi? Bilemiyorum. Ama bunu şuna benzettim; “güç oyunu bozarmış!”

***

Uçum, hâlâ Marksist mi, bilemiyorum? Onu da bilmiyorum… Ama anlaşılan olmasa bile bazı kırıntıları kalmış. Mesela birisi de çıkıp, Uçum için; “Neo Marksist zehirli zihin dünyasını doğuculuğa teslim etmiş!”, dese ne der acaba?

***

Olay tamamen hukuki, siyasi yanı var mı? Bilmiyorum… Sonuçta, YSK karar verdi ve nokta koydu… İl Seçim Kurulu kararlarını eleştirenlerin, YSK kararını kabullenenlerin liberalizmle, neo liberalizmle ne ilgisi var anlayamadım. Takip edebildiğim kadarı ile, eleştirenler çoğu, Uçum’un eski yol arkadaşları, “yoldaşları”.

***

Uçum belki bilmez. AK Parti’nin kuruluşunda ve bir süre; “neo liberal zehirli yılan” diye nitelendirdiği Cengiz Çandarlar, Gülay Göktürkler, Ali Bayramoğulları, Şahin Alpaylar, Hasan Cemaller, Mustafa Öztürkler (hukukçu), Mehmet Barlaslar, Soroscu Osman Kavalalar, Soroscu Can Pakerler, Osman Canlar, Nagehan Alçılar; Baskın Oranlar, Ufuk Uraslar, Ömer Laçinerler, Ahmet İnseller, Murat Belgelerolağan üstü destek vermişlerdi. Sonra, Alçı,Barlas ve kaynı Paker’in dışındakilerin yolları ayrıldı. Kimi yurt dışına kaçtı, kimi kodesi boyladı. Kimisi de köşesine çekildi. 

***

Anlaşılan, hukuk allamesi, hazret ideolojik saplantılarından kurtulamamış… Nereden gelirse gelsin, eleştiriler tahammül edemiyor, sağı solu suçlayıp, duruyor. 

***

Oysa demokrasi, tahammül rejimidir; kimden gelirse gelsin, her türlü ama her türlü eleştiriye açıktır. Demem o ki, “liberal/sosyal demokrasi” hazım meselesidir. Bunu, zihinlerine ideolojik pranga vuranlar; başkalarının aklını kullanamazlar anlayamaz. 

***

Tabii, bu bana merhum Cemil Meriç’in bir makalesindeki şu tespitini anımsattı; “ … ‘izm’ler(ideolojiler) idrakimize giydirilen deli gömlekleri” gibi… Bunu şöyle de okuyabiliriz. Bireysel hak ve özgürlükleri, hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını, kuvvetler ayrılığını, kamuda saydamlığı savunmayan; devleti kutsayan her ideoloji bu kategoridendir…

***

Bir toplulukta, adı ne olursa olsun, ideolojik bir yapılanma varsa, oradan kaçın. Orada ne hak, ne hukuk, ne sevgi, ne saygı, ne merhamet;aklını satmış, başkalarının aklını kullanan bireyler vardır. 

***

Bu topluluk içerisine girdiniz mi, çıkmanız çok zordur. Çıktığınız an da, hemen “hain” damgasını yersiniz. Bu seküler dünyaya ait olduğu gibi, inanç dünyasına ait de olabilir. Hiç fark etmez…

***

Bunu taraf ve etrafımdan iyi bildiğim için, çocuklarıma hep şu tavsiyede bulundum; “Her türlü sosyeteye girin ama bir tanesi müstesna: Ayrılanlara ‘hain’ deniyorsa asla yaklaşmayın. Zira; kapısından içeri girdiğiniz anda siz de müstakbel bir ‘hain’ adayısınız.”