KADİR DAYIOĞLU


MEMLEKET HABERLERİ!..

Memleket saat ayarı verir gibi, memleket haberleri vermeye devam edeceğim. Biliyorum, rahatsız olanlar var, varsın olsun!.. Görevimiz, “rahatsız etmek!”, “uykuları kaçırmak!”


Memleket saat ayarı verir gibi, memleket haberleri vermeye devam edeceğim. Biliyorum, rahatsız olanlar var, varsın olsun!.. Görevimiz, “rahatsız etmek!”, “uykuları kaçırmak!”

***

AK Parti Kayseri Milletvekili İsmail Tamer DSİ 12. Bölge Müdürü’ne; “Çöten, İncesu, K. Künye, Bakırdağı, Yaylacık, Yenice ve Hüseyinli mahallelerinin ortak sorunu olan toplulaştırma, dere ıslahı ve sulama hakkında mahalle sakinlerinin taleplerini iletmiş.”

Tamer dostumuz, bir de bizim, bittiğinden beri su tutmayan Öküz Çukuru Göleti’ni de Müdürlüğe iletse olmaz mıydı? Sayın Saylavım, “bittiği günden beri bir türlü sızdırmazlığı giderilemedi.” Ya bu işi nasıl yapılacağını bilmiyor DSİ ya da ciddiye almıyor. İki halde de çok kötü. Çok sorduk ama yanıt alamadık. Ciddiye almadılar bizi… Elbette ciddiye alacakları gün gelecek…

***

Bağlarımız, bahçelerimiz “Kerbela”’ya döndü, duyuramadık. Habitatı yok ettiler; pınarlara, Tekir Göleti’ne el koydular. “El koymayın!” dedik… Çok uyardık… “Doğayı”, “börtü-böceği” anımsattık ama dinlemediler.

Bu sezon da geçti… DSİ ne yapacak, ne düşünüyor bilemiyoruz. Büyükşehre çok teklif ettik, gelin siz yapın bu işi. İmar AŞ olarak ihaleye girin… Para yetmezse, bakiyesini siz karşılayın. Öyle ya, nerelere para vermiyorsunuz ki? Stadın “ikmal işini” yapan belediye ne diye bunu yapamasın ki?

***

Ama onlar da, “suya zam yaparak”, “tasarruflu kullanın” diyerek, musluktan kullanımı azaltacağını sanıyor. Onlar da işin ciddiyetini hala kavrayamadılar. Kimsenin, çözüme odaklı bir gayreti yok. Anlaşılan işimiz, yeni bir iktidara kaldı. İnanın, yazmaktan utanır, sıkılır oldum, artık.

***

Memduh Başkan geçenlerde Erciyes’e yapılacak tesislerden söz etmiş. Spor sahaları, olimpik yüzme havuzu, oteller vs. müjdesini verdi. Ama bunların içme, kullanma ve sulama suyunu nasıl temin edeceksiniz, sorusu askıda!.. Şayet, bir sayfa bile olsa yanıtı varsa, görmek isterim.

***

İki kere, 2.200 metre derinliğe inip “sıcak su” bulunamayınca, bu sefer de “soğuk su” için sondaj yapacakmış KASKİ… Tabii, hedefledikleri debi ne ve kaç metreden çıkartacaklar bilmiyoruz. Sanırım kendileri de bilmiyorlar.

***

Öyle ya, bizde yapılan işler; “Saldım çayıra Mevlam kayıra!” ya da “göç yolda düzelir!” türünden olduğu için sürekli “zar atıyoruz!”. Hoca Nasrettin’in göle yoğurt çalması gibi; “Ya tutarsa!”, diyoruz. Önce bir, “iki sıcak su sondaj” maliyetinin bir hesabını verin bakalım. Ya hu, boşa harcadığınız paralarla, Öküz Çukuru Göleti’nin “sızdırmazlığı” giderilirdi.

***

Hesap, kitap yapmadan, kurulan Erciyes Tesisleri ve Kıranardı Kent Ormanı nedeniyle, havza çöle döndü. Bunun hesabını kim verecek? Bir de yapılan otel sahipleri hiç mi sormuyor; “içme ve kullanma suyunun nasıl temin edileceğini?” Zahir, bir bildikleri var… Belki de dökme su ile değirmen döndürecekler…

***

Neredeyse iki hafta olacak… Kayseri Hızlı Treni, “kredi görüşmeleri” ne oldu? Öyle ya, Başkan Özhaseki kredi görüşme müjdesi vermişti, Ankara-Yozgat-Sivas hızlı treninin yol almasına ramak kala.

Alt-yapıda bazı sorunlar çıkmış, şimdilik yol alması ertelenmiş. Sanırım bizim “kredi” de o nedenle ertelendi. Öyle ya, Kayseri’nin muhterem ahalisinin “gazını almak” lazım. “Yol aldığı” zaman tekrar gündeme gelecek, merak etmeyin.

***

Gerçi, muhterem ahalimizin umurunda değil “hızlı tren” ama bizim gibi “mazarat” takımı durmuyor. Bizler de olmasak ne güzel idare edecekler muhterem ahaliyi.

***

Bu iktidar döneminde ciddi tren kazaları gündeme geldi. Daha dün, yeni bir “facianın” eşiğinden dönüldü. Kaza olsa ne olacak ki? “İşin fıtratında var!”, der çıkarlar… Başkan Ali Erbaş Bey’de “Kara kaplı kitapta!” yerini bulur, ölenlere “şehit!”, kalanlara “gazi!” der, toplumun “gazını” alır.

***

Bakanlık, bilimle, teknikle, teknoloji ile uğraşacağına, Ekrem İmamoğlu ile uğraşıyor….  Bakanlığın yaptırttığı “M”etro duraklarında ki, “M” simgesini, “U” ile değiştiriyorlarmış. Bu sayede, kendilerine ders veren İstanbullulara; “Bakınız, ‘U’ları biz; ‘M’leri İstanbul Büyükşehir Belediyesi yaptırttı!”, görüntüsünü vereceklermiş. Ayrımcılığa bakar mısınız?

Sanki kendi kesesinden, babalarının kasasından yaptırttılar bunları. Dünyanın her yerinde, “M” simgesi ile gösterilen istasyonlar, İstanbul’da, bazı yerlerde, “U” ile gösterilecek; sevsinler sizi…

Ha unutuyordum “ümmet” ya da Suriyeliler nasıl bilecek? Onlar için de levhalara; “Elif” önüne bir “vav” koysalar daha da anlamlı olurdu. Tabii, burada da bir sorun çıkacak, “dedelerinin mezar taşını okuyamayan, bir gecede cahil kalanlar!” için; gören “u” mu, “ü” mü, “o” mu yoksa “ö” mü okuyacak?”

***

İstanbul’u kaybedeli, neredeyse iki buçuk yıl oldu; bir türlü bu feci mağlubiyeti hazmedemediler. Evlat acısı gibi oturdu içlerine.  Ya, bir de 2023 seçimlerini kaybederlerse, siz görün o zaman “büyük kıyameti!”.  Sırt üstü yatar kalkamazlar; “Kırk gün kırk gece yas tutarlar!”, her halde!..