MUSTAFA CENGİZ


MEHMET İLHAN ŞAHİN'DEN...

KBB Uzmanı, Doçent, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Kayseri Tabip Odası Başkanı Şahin dikkat çekici ilginç bir bakış açısı ile sesleniyor toplumun her kesimine. Gün geliyor meslektaşlarına, gün geliyor vatandaşa, gün geliyor hasta yakınlarına. Genellikle adrese teslim mesajlar ama bazen de mecburen üstü kapalı göndermelerde içeriyor... Son günlerde başta Doktorlar olmak üzere Sağlık çalışanlarına yönelik saldırılara dair paylaşım ve açıklamaları dikkat çekici Şahin'in...


Kayseri Tabip odası başkanı Mehmet İlhan Şahin'in birbirinden ilginç açıklamaları ve paylaşımları oluyor.

Kendisi MHP eski milletvekillerinden Kulak/Burun/Boğaz uzmanı Dr. Seyfi Şahin'in oğlu.

Babası gibi KBB Uzmanı, Doçent, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Kayseri Tabip Odası Başkanı Şahin dikkat çekici ilginç bir bakış açısı ile sesleniyor toplumun her kesimine.

Gün geliyor meslektaşlarına, gün geliyor vatandaşa, gün geliyor hasta yakınlarına.

Genellikle adrese teslim mesajlar ama bazen de mecburen üstü kapalı göndermelerde içeriyor...

Son günlerde başta Doktorlar olmak üzere Sağlık çalışanlarına yönelik saldırılara dair paylaşım ve açıklamaları dikkat çekici Şahin'in...

İlhan'ın yaptığı uyarılar ve açıklamalardan bir kaç derleme yaptım;

Sesimin çok çıkmasını ve çok kişi tarafından duyulmasını değil, sözümün az sayıda da olsa dinleyenlere ulaşmasını yeğlerim.

Sözümü dinleyenlerin de kabul etmesini değil, üzerinde düşünmesini dilerim. Dinlemeyene ve düşünmeyene sesim ulaşsa ne olacak, ne yapayım öyle gür sesi?

**

Ey cahil! Doktoruna ameliyata al, rapor yaz, serum tak, iğne yaz diyemezsin! Sadece Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyorsun diye tepemize çıkamazsın, çıkarmayız!

İnsanların sağlığını koruduğumuz gibi şerefimizi de koruruz!

Hiçbir meslektaşımızı da hadsiz cahillere yem etmeyiz.

**

Sağlıkta şiddet, ülkemizin utanç duyması gereken bir gerçeğidir. Bu konu sadece sağlık çalışanlarını değil milletimizin geleceğini etkileyecek kadar önemli.

Bunu fiziksel şiddete indirgeyerek ve şiddet uygulayanı cezalandıralım denklemine oturtmaya çalışarak çözmek mümkün değil.

Konu acilen çok kapsamlı olarak çalışılmalı ve çözülmeli. Kayseri Tabip Odası olarak bu konuda sadece şikayetlenen değil, çözüm üreten/öneren bir tavır göstermeye kararlıyız.

**

Hekimin size bir ilacı ya da raporu yazıp yazmamaktan bir çıkarı ya da zararı yoktur, hekim tıbbi gerekliliklere ve yasal düzenlemelere göre karar verir.

Hekime ilaç, tahlil, rapor sipariş etmek zaten cahilliktir, üstüne üstlük bunun için tartışma çıkarmak büsbütün zorbalıktır.

**

Hakkını aramanın hakkını istediğin kişiyle veya kurumla aranı bozmayı gerektirdiği varsayılıyor.

Bu nedenle insanların çoğu hali hazırdaki haklarını kaybedeceğini  düşündüğü için hakkını aramıyor.

Sık görülen bir başka gerekçe de zaten alamayacağı düşüncesi ile hakkını aramamak.

Bazı durumlarda hak kayıpları, hakkını aramamaktan kaynaklanabiliyor, çünkü bir hak kaybı olduğundan ilgililerin haberi bile olmayabiliyor.

Hakkını almak için uygun yöntemlerle talepte  bulunmadan hakkının yendiğini iddia etmek de doğru değil. Hak arama kültürümüz maalesef zayıf.

**

Toplu taşıma araçlarında hayati durumlarda kullanılmak üzere acil durum freni ve camı kırmak için çekiç olur; acil işim var ya da bunaldım diye kullanamazsın.

Bazı kelimeler ve kavramlar da böyledir, yalnız hayati durumlarda kullanılır. Kafana göre ve kendin için kullanamazsın.

**

Hatadan dön(e)memek hataların en büyüğü olabilir. Hatada ısrar, bazen yaptığının hata olduğunu görememekten oluyor, ama çoğu zaman kibirden kaynaklanıyor.

Zira kibir, kişiyi hatalı olduğunu kabullenmek gibi gayet insani bir tavırdan bile alıkoyacak kadar tehlikeli bir hal.

**

Bir öğretmen, müfredata uygun olarak öğrettiklerinin ötesinde asıl olarak tavır, duruş ve karakteriyle öğrencilerinin değer yargılarını oluşturur.

İnsani değerlerini koruyan, rüzgarlarla savrulmayan, güzel ahlaklı ve sağlam karakterli bireyler yetiştiren öğretmenlere minnettarız.

**

Satranç taşlarıyla dama oynayamazsın. Ya kendi oyununu kurarsın, ya başına oturduğun oyunun kurallarına tabi olursun.

Ben bu taşla böyle oynamam, bu kuralı tanımam diye şikayetlenirken mat olursun. Marifet oynadığın oyunun kurallarını tartışmak değil, kendi oyununu kurabilmektir.

**

Bizce insanları saygıdeğer kılan öncelikle güzel ahlaklı olmaları, işlerini güzel yapmaları, üretken ve faydalı olmalarıdır.

Öte yandan her kesimde azımsanamayacak sayıda bağnaz insan var ki, onlar için saygıdeğer olabilmek için tek şart onlar gibi düşünüyor ve yaşıyor olmak.

Bu bağnazlar da ahlakı önemser (görünür), ama kendine benzemeyen herkesi ahlaksız sayar ve onların işlerini, üretimlerini küçümser.

Bunlar, ahlak timsali olan ve çok büyük/güzel işler yapanlar dahil, kendileri gibi olmayan herkesi karalamak için mutlaka bahane bulurlar.

**