Dün ve bugün, olası bir şekilde gazeteler ve televizyonlar şöyle bir başlık atacaklar haberlerine…
“Bütün yurtta 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk bayramını millet olarak coşku ile kutladık…”
Kutladık mı?
E tabi ki kutladık da sonrası n’oldu?
XXX
Öyle bir düşünce yapısını aklınıza getirin ki, 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a ayak basar basmaz, kafasına koyduğu programı uygulamaya koyuyor ve 23 Nisan 1920 günü TBMM’ni açtıktan sonra, “Egemenlik” ile birlikte çocukları da unutmuyor ve “Egemenlik ve Çocuk bayramı” diyor…
Düşüncenin altında yatan o büyük gerçeği ve anlayışı çözmeden bayram gelmiş neyime…
Desek de, bayramı en güzel şekliyle kutlamak da geleceğe yönelik çocuklarımıza güç ve moral verme açısından son derece önemli…
XXX
Dünya genelinde çocuklara bayram hediye eden ve bunu tüm dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke Türkiye'dir.
Atatürk'ün düşünce yapısına göre çocuklar milletin geleceğini ifade eder.
Bu nedenle 1929 yılından bu bayramı çocuklara hediye etmiştir.
Bayram anlayışına bu pencereden baktığımızda, geleceğimiz olan çocuklarımızı da Atatürk’ün düşüncesine yönelik yetiştirmemiz gerekiyor.
Özgür…
Bilgili…
Girişimci…
Ülkesine ve milletini seven…
Ülkesine ve milletine hizmet etmeyi amaçlayan…
Ülkesini uluslararası platformlarda en üst seviyede temsil etmeyi amaçlayan ve eden…
İşte o zaman bayramlarımızın bir anlamı olacaktır…
XXX
İzledim…
Çocukların meydanlardaki coşkusunu izledim…
Hiç biri yerinde duramıyordu…
Hepsi de Atatürk’e ve vatana olan sevgilerini dile getiriyorlardı.
Bu yaşlarında bu bilinçle yetişen çocukların, gelecekte bu bilinçlerini de sürdürmelerini dilemek en tabii düşüncemiz olmalı…
Ülkemiz ile ilgilenirsek eğer, çocuklar konusundaki istatiklere baktığımızda, nüfusun gittikçe yaşlandığını göreceğiz.
O zaman şu gerçeği de görmek zorundayız…
Çocuklarımızı çağdaş medeniyet seviyesine uygun bir bilim ile eğitmek…
Bayram kutlamak yetmez, bayram sonrasını da planlamak gerekir diye düşünüyorum…
