NEBAHAT ERDOĞAN


KURALIN ÖNEMİ

Bilmem son günlerde çevrenizde bazı olaylar ya da insanların tavırları dikkatinizi çekiyor mu?


Görgü kuralları toplumun olmazsa olmazı, insanların davranışlarını kontrol etmesini ve hayatını düzenleyen kurallardır. 

Yaşadığımız toplum içerisinde hal ve hareketlerimizi nerede nasıl davranacağımızı az çok görgü kuralları çerçevesinde  yapmaya çalışırız. 

Tabii ne kadar başarılıyız onu da sorgulamak lazım.

Bakın sevdiğim bir tanımda ne diyor bu konu ile ilgili olarak?

“Görgü anlayışınız tavırlarınızın, hareketlerinizin, konuşmalarınızın dolayısıyla sizin kalitenizi gösterir.”

Amacımız kendimize olduğu kadar çevremizde ki insanlara karşıda sorumluluk hissini bilmek,  sağlıklı insan, sağlıklı toplum için bazı kuralların olması bilinçli ve başarılı nesillerin yetişmesidir.

Her toplumun kendine ait görgü kuralları vardır. 

Çoğu ülkelerde de bu kurallar kanun gibidir.

Dünyanın bir çok ülkesinde  en önemli görgü kuralı “yere tükürmek” bu onlar için çok yadırganılan bir durum, bu o ülkeler için  toplumsal bir uyum olarak kendi ilişkilerinde ki saygıyı belirtir. 

Bu en basit bir örnek bunun gibi daha bir çok örnek sıralayabiliriz mesela; 

- Bazı ülkelerde yüksek sesle konuşmak çok ayıpmış, bu o ülkelerin kendi kuralları üzerinden birbirleriyle uyum içinde olduklarını belirtir.

-Ama bizde avazımız çıktığı kadar bağırılır. Etrafımızdakileri hiçe sayıp, kural tanımayız. 

Sıra beklemek mesela, Sıra bekleme konusunda çok hassas olan ülkeler, birbirlerine saygı çerçevesinde, itiş kalkış yaşanmaz belki de veya “abi beni ön sıraya alır mısın?” diye torpil yaptırmazlar,

 -Bizde sıra bekleme konusunda cinayet bile işlenir,

-Doktorları dayak yemez muayene esnasında hastası tarafından, 

- İşiniz nedeniyle gittiğiniz bir yerde işiniz halledilmeden çıkmazsınız

- Ama bizde on kapı gezilir, sürüklenir durursunuz

- Torpil olayı mutlaka her ülkede nadirde olsa vardır belki, ama bizdeki kadar ayyuka çıkmamıştır çünkü görgü kurallarına uymak için çaba gösterirler. 

Bizde diğer ülkelerin ünlülerinde olsun, siyasetçilerin de olsun yakınlarının “kraldan çok kralcılık” durumu yaratmak var mıdır bilmiyorum ama bizde çok modadır . 

“Evvel Allah ülkeyi ben yönetiyorum” havasını estirirler.

Öyle ki Karşısında ki insanı küçük görme veya davranış olarak rencide edecek bir duruma sokmaktan geri kalmazlar. 

Ancak bu kurallara uymak, başkalarına saygı göstermektir; medeniliktir, inceliktir.

Maalesef  bizler de“rehavete” ve “aman boş ver” cilik oyununa çok kaptırıyoruz kendimizi, onun için de ne görgü kuralı ne de nezaket davranışı sergileyebiliyoruz. 

Çoğul olarak kullanıyorum kelimelerimi çünkü genellemeye vuracak olursak gün geçtikçe durum vahimleşiyor. 

Toplum içerisinde görgü kuralları konusunda oldukça zayıf olan ülkemiz şimdiki nesillerin rehaveti ile daha da ayyuka çıkmış durumda. 

Ha bunu gençlere yaftalamak değil amacım tabii ki,  genel olarak görüşüm bu her yaşta her insanda var.

Bunu eğitim bazında değerlendirecek olursak, görgü kuralının ilk eğitmeni anne ve babadır aile çocuğunu terbiyeli, saygılı, sevecen ve ülkesine faydalı birey olarak yetiştirirse toplum böyle gençlerle çoğalacaktır. 

Şimdiki  günümüz zamanında böyle gençlere çok ihtiyacımızın var olduğunu unutmamak lazım. 

Görgü ve saygı kuralları bir toplumun olmazsa olmazları arasında ilk sırada yer almaktadır.

Kişinin kendine saygısı kadar topluma da saygısı olmalı ve görgü kuralları ile de bunu desteklemelidir.