KADİR DAYIOĞLU


KOMPLO TEORİLERİ

Bu yaşımıza kadar, öyle komplo teorisi dinledik ki, “Hasan dağının kekliğine” döndük.


Bu yaşımıza kadar, öyle komplo teorisi dinledik ki, “Hasan dağının kekliğine” döndük. İnternette gazete sitelerini gezerken, Karar Gazetesi’nde (14.03.2004) şu haber dikkatimi çekti. Tabii, “aşı karşıtları” ne der bilemem. Haber şu;

“Son bilimsel verilere göre, Kovid-19 aşıları kalp yetmezliği ve kan pıhtılaşması riskini önemli ölçüde azaltıyor. Araştırmacılar, İngiltere, İspanya ve Estonya'da 20 milyondan fazla kişinin sağlık kayıtlarını inceledi ve aşıların hastalığın ciddi kardiyovasküler komplikasyonlarına karşı koruma sağladığına dair tutarlı kanıtlar buldu.

***

Doğru mu yanlış mı; yoksa ilaç kartel ve tröstlerinin bir oyunu mu bilemem… Eğer doğru ise, altı aşı olan ben ve eşim kurtulduk.

***

Tabii, komplo teorilerine daha çok siyasette rastlarız. Mesela; “Bu kış komünizm gelecek!”.1986 yılında 103 yaşında ölen Celal Bayar;"bu kış komünizm gelecek" uyarısı yapardı sık sık. Biz de saf saf inanırdık; “Kahrolsun komünizm!”;“kahrolsun komünistler!”; “komünistler Moskova’ya!” “komünistler her görüldüğü yerde ezilmeli!” diye gırtlağımız yırtınırcasına bağırırdık.

***

Tabii, bunları söylerken, o yıllarda hiçbir zaman, referansve ağzımızaalmadığımız, Mustafa Kemal Atatürk’ün, Bursa nutkunda söylediğini sandığımız; “Türk aleminin en büyük düşmanı komünizmdir!”, sözü referansımızdı.

***

Altında Atatürk’ün imzası bulunan bu metni, rahmetli Çetin Altan, Avrupa’da, bir “grafoloji enstitüsüne” göndermiş, “imza sahte raporu” almış ve kıyametler kopmuştu. Öyle ya Altan, bir dönem komünistlerin fikir babasıydı. 

***

Bu kadar kıç geçti, bir türlü meret gelmedi. Bir de baktık ki, sizler ömür oldu… Bizim çektiğimiz sıkıntılar da, kaybolan gençliğimiz, yaptığımız kavgalar da yanımıza kâr kaldı.

***

Tabii, komünizm denince, siyasal tarihe “McCarthycilik” diye geçen, “komünist avına” dönen akımı. İsterseniz bir bilgi verelim. Wikipedi’adan aldım.

***

Joseph Raymond McCarthy (14 Kasım 1908-2 Mayıs 1957), 1947'den 1957'deki ölümüne kadar Wisconsin eyaletinde Cumhuriyetçi ABD Senatörü olarak görev yapan Amerikalı bir politikacıydı. … Amerika Birleşik Devletleri'nde Soğuk Savaş gerilimlerinin yaygın komünist yıkım korkularını körüklediği bir dönem. 

***

Çok sayıda komünistin, Sovyet casusunun ve sempatizanının Amerika Birleşik Devletleri federal hükümetine, üniversitelere, film endüstrisine ve başka yerlere sızdığını iddia etti. Sonuçta, sansürlenmesi gerekip gerekmediğini araştırmak üzere kurulan komiteyle işbirliği yapmayı reddettiği ve üyelerine kötü davrandığı için kınandı.

***

1950'de McCarthy'nin uygulamalarına atfen ortaya atılan "McCarthycilik" terimi, kısa süre sonra benzer anti-komünist faaliyetler için de kullanılmaya başlandı. Günümüzde bu terim daha geniş anlamda demagojik, pervasız ve asılsız suçlamaların yanı sıra siyasi rakiplerin karakterine veya vatanseverliğine yönelik kamuya açık saldırıları ifade etmek için kullanılmaktadır.”

***

Özetle dersek, her yerde, dağda, tepede, kovukta, inde komünist avının başladığı yılları başlattı. Aslında biz de 1950 öncesi başlamıştı, komünist! avı. Mesela, Nazım Hikmet donanmayı isyandan, hapse atılmıştı. 1938 yılında yapılan operasyonla birçok solcu aydın ve harp okulu öğrencisi göz altına alınmıştı. Harp okullarında öğrenciler, subay ve astsubaylar, “komünist” damgası yiyerek uzaklaştırılmıştı. 

***

Sonuçta; “Donanma’da ‘Gözdağı’ ve ‘Temizlik operasyonu’ olarak başlamış davalar, 29 Ağustos 1938 günü karara bağlandı. Nâzım Hikmet 20 yıl hapiscezasına çarptırıldı.  Ayrıca; 15 sene de Harp Okulu davasından cezası vardı. Aynı davada HikmetKıvılcımlı ve Kemal Tahir 15 yıl, diğer sanıklar 18 yıl ile 3 yıl arasında cezalara çarptırıldılar.”

***

Tabii, ikinci harbe neden olan, bir diğer “komplo”da, 1930’larda Almanya’da ortaya çıkan;“Reichstag Yangını”.

***

Reichstag Yangını, Alman parlamentosunun toplandığı Reichstag binasında 27 Şubat 1933 akşamı çıktı. Bu yangın, Hitler’in Führer olmasını sağladı.Hitler, bu yangını bahane ederek, 24 Mart 1933’te Cumhurbaşkanı Hindenburg’un imzasıyla kontrol edilemeyen siyasi bir güce kavuştu.

***

1933 yılının Ocak ayında, komünistlerin bir genel grevle tüm ekonomiyi işlemez hale getirerek bir “devrimci durum” yaratacakları ya da ülkede iç savaş çıkacağı konusundaki endişeler o derece derinleşti ki, Cumhurbaşkanı Hindenburg, Hitler’i Katolik Merkez Partisi’yle bir koalisyon kurarak istikrarlı bir hükümet kuracağı umuduyla şansölye olarak atadı.

***

Yangının ertesi günü Hitler, Hindenburg’a, anayasanın kişi hak ve özgürlükleriyle ilgili maddelerini ortadan kaldıran bir kararname imzalattı. 

***

Sonrasında Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi ve Alman Ulusal Halk Partisi dışındaki tüm partilerin yayınları ve seçim çalışmaları durdurulduğu gibi Almanya Komünist Partisi’nin parlamentodaki 181 milletvekili ve parti ileri gelenleri tutuklandı.” (Wikipedia’dan derlendi)

***

Sonuçta, 1939’da ikinci harp çıktı. Dünya kana bulandı. Avrupa yerle bir oldu; taş üstünde taş kalmadı.