İBRAHİM PEKBAY


KELLE SEVER MİSİNİZ KELLE?

Ben kuzu kellesini çok severim. Kuzu kelle tamam da, öküz kellesini gören var mı? Ben görmedim de… Ya da deve kellesi…


Ben kuzu kellesini çok severim.

Gerçi konu olarak Istakozdan kuzu kelleye geçmek belki abesle iştigal ama “Kelle” meselesi o kadar abesle iştigal değil.

Evet dediğim gibi, kuzu kellesini çok severim, sevmesine severim de Kayseri’de Asmalı Çeşmenin yanındaki Ali Emmi’nin kellesi olacak ki, doyasıya zevkini çıkararak yiyeceksin…

İster yarım kelle, istersen tam kelle…

Alacaksın bakır tabak içinde, çekileceksin bir köşeye, temizleyerek yiyeceksin.

Ben bir kuzu kellesini yediğim günler oldu.

“Ali Emmi, şuradan bir kelle ver” dediğimde, “Deden n’örüyor, iyi mi” diye sorar, büyük bakır leğenin içindeki kellelerden birini seçer verirdi.

Peki, bir soru…

Kuzu kelle tamam da, öküz kellesini gören var mı?

Ben görmedim de…

Ya da deve kellesi…

Kuzu kellesini ayıklarken, beynine dikkat edeceksin parçalamadan çıkaracak, tuzlayacak, bir güzel yiyeceksin.

Ya öküz kellesi?

Ya Deve kellesi?

XXX

Her ikisinin kellesinin pişirildiğini görmedim doğrusu da, beyinlerinin lezzetli olacağını da hiç düşünmüyorum.

De, sor ki neden düşünmem…

Çünkü Öküzün beyninin iyi çalıştığını hiç sanmıyorum…

Eğer beyni çalışsa idi, sarı öküzü baştan vermezdi. Bir lafa aldanan adamın, pardon öküzün beyninden hayır mı gelir?

Geldik Devenin kellesine ve dolayısıyla beynine…

Onun da beynin çok kendine faydalı işlediğini sanmıyorum ki, topluma faydalı işler yapmak için beyni çalışsın da lezzet versin.

Nereden vardın bu kanıya derseniz, anlatayım…

Devede akıl, beyin olsa, bir eşeğin arkasına bağlı yürümezdi. Onu kaybolmadan, istikamette yürüten eşektir.

Bir de sal çayıra, bir uçtan başlayıp öteki uca kadar yayıla yayıla gitmez. 

Bir oradan bir tutam alır, bir buradan bir tutam. Akşama kadar bütün otlağı boşu boşuna dolaşır durur.

Boşuna mı Kayseri’de “Soysallı’nın devesi” diye bir deyim var.

Kayseri’den Adana’ya giden yoldan Develi’ye yol ayrılır.

İşte orada Soysallı ve Senderemeke diye iki köy vardır, eski isimleri ile.

O köydeki insanların develeri olurdu, ileri bitince de Sultan Sazlığı tarafındaki otlakta otlarlardı, oradan biliyorum.

Diyeceksiniz ki şimdi, Koyunda akıl var mı ki, o da sürü başının ardından nereye gittiğini sorgulamadan ardından gitmez mi?

Doğru…

Ama kuzu olursa, bir büyük sürünün içinde anasını tanır, bulur ve emer. Yani kuzu döneminde beyni çalışır ve lezzetlidir…

XXX

Kelle ve beyin konusu ile ne diyorum değil mi?

Etrafınıza bakacaksınız, kimin kellesine ve içindeki beynine güveneceğinizi bileceksiniz ki, lezzetsiz bir şeyle karşılaşmayasınız…