KADİR DAYIOĞLU


KARTAL KAVŞAĞI VE YANSIMALAR

Konuyu, bir kez daha Memduh Başkanın bilgilerine arz ederim. Umarım, yeniden bir masaya yatırırlar. Atalarımız ne güzel demiş; “iki ölç bir biç!”


Değerli dostlar. Kent merkezine yerleştirilen ve özellikle Kartal Kavşağı’na düşünülen üç katlı kavşakla ilgili tepkiler şahsıma geliyor. Bunların çoğu destek veriyor “beğenileri” ve “yorumları” ile. Hepsi, benim için kıymetli ama işin uzmanı, uygulamanın içinden gelen bir akademisyenin gönderdiği mesaj daha da anlamlı geldi bana.

***

Değerli Hocamızın ismini vermeyeceğim. Çekindiğimden mi? Hayır. O çekindiği için mi? Hayır. Amacım, kişileri karşı karşıya getirmek değil. Niyetim, bir bilimcinin, basit de olsa konuya yaklaşımını sizlerle paylaşmak. O nedenle teşekkür ediyorum…

***

Hocamız mesajında kısaca şöyle demiş: “Büyükşehir Belediyesi, Kartal Kavşağı’na 3 katlı viyadük yapılacağını açıkladı. Şehir merkezinden Erciyes silüetinin bütün halinde görülebildiği tek nokta olarak Kartal Kavşağı kalmıştı, orayı da tahrip etmeye karar vermişler. 

Kayseri tarihinde hiçbir yönetim şehre AK Partili Büyükşehir Belediyeleri kadar duygusuz muamele yapmadı. Tabak gibi düz şehir merkezinde, başka çözüm kalmamış gibi akıllarına esen her kavşağı kazıp modası geçmiş battı-çıktı veya viyadükler yapıyorlar.

Avrupa’nın milyonluk şehirlerinin hiçbirinin merkezinde Kayseri’dekilere benzer viyadüklere rastlanmaz. Japonya ve Kore geçen yüzyılda yaptığı viyadükleri bir uçtan yıkıyor.

Kayseri kent merkezinde modernleşme, dar sokaklı semtlerde motorlu araç trafiğini rahatlatmak için geniş cadde ve bulvarlar açılarak başladı. Ak Parti’li belediyeler yeni açılan bu geniş cadde ve bulvarlarda yine araç trafiğini rahatlatmak için battı-çıktı ve viyadükler yapıyorlar. Yapılan viyadükler araç trafiğini belli ölçülerde rahatlatıyor. Fakat Kocasinan, Sivas ve GMK Bulvarlarında olduğu gibi bölge güvensiz hale geldiği için insanlar uzaklaşıyor.

Modern şehrin geleneksel şehirlerden en önemli farkı geniş cadde ve bulvarlarıdır. Dünyanın hayranlık uyandıran büyük şehirlerinde bulvarlar özenle korunarak, yayaya trafiğine açık tutulur. Çünkü cadde ve bulvarları battı-çıktı ve viyadüklerle tahrip edilen semtleri insanlar terk eder, geride beton ve demir yığını çirkinlikler kalır.

***

Hocamız nokta koymuş. Umarım, yankı bulur ilgili makamlar nezdinde. Bizim de defalarca anlatmaya çalıştığımız ama bir türlü Büyükşehir’de yansıma bulmayan yazılarımın özeti bu.

***

Yine umarım;

“Güle gûş ettiremez yok yere bülbül inler

Varak-ı mihr ü vefâyı kim okur kim dinler ”

moduna, kazma vurulduğu an geriye dönüşü olmayan bir yola girmezler;gurur vesilesi yapmazlar hatadan dönerler. Benden bir kez daha uyarması. 

***

Kâmî’ye ait bu berceste ikilinin anlamı şöyleymiş: “Bülbül boş yere inler. Gül onun inlemesini dinlemez bile/ Sevgi ve şefkat sayfasını okuyup dinleyen kim kaldı ki?”

***

Peki, Kâmî kimdir? Çok azımız duymuştur, çok azımız bilir. Antolojiler şöyle tanıtıyor: “1059 (1649) yılında Edirne'de doğdu. Asıl adı Mehmed olup Edirne Gülşenî Tekkesi şeyhlerinden İbrâhimGülşenî'nin oğludur. ‘Edirneli Efendi’ veya ‘Edirneli Çelebi’ olarak da anılır.”

***

Madem oldu olacak, “Gülşeniye” tarikatı ile de bir bilgi vereyim. “Osmanlı topraklarında XVI. yüzyıldan sonra faaliyet göstermeye ve yaygınlaşmaya başlamıştır. İbrâhimGülşenî, mürşidi Dede Ömer Rûşenî’nin kendisine bir gül vererek, ‘Sen ol bâğ-ı bekānıngülşenisin’ demesi üzerine mahlası Heybetî’yiGülşenî olarak değiştirmiş, tarikatın adı da [Gülşeniye] bu kelimeye nisbet edilmiştir.”

***

“Gülşeniyye’nin silsilesi İbrâhimGülşenî, Dede Ömer Rûşenî, Pîr-i Sânî SeyyidYahyâ-yıŞirvânî, PîrSadreddin, Ahî İzzeddin, Ahî Mîrem vasıtasıyla Halvetiyye tarikatının pîri Ömer el-Halvetî’ye ulaşır.” (İslam Ansiklopedisi, Gülşeniye maddesi). 

***

Geleneğe bağlı olanlar, “bâtıl tarikatlar sıralanırken Bektaşîlik ve Mevlevîlik’le birlikte Gülşenîlik de zikredilir.”Yani, anlayacağınız, “heterodoks” tarikatlar cümlesindendir. 

***

Dönelim asıl konumuza… Hocamız; “Yapılan viyadükler araç trafiğini belli ölçülerde rahatlatıyor”, demiş. “Rahatlatır” dememiş; “belli ölçülerde rahatlatır!” demiş. Bu inceliğe, nüansa dikkat çekmek isterim. 

***

Bu da bizim sık sık tekrarladığımız; “kent içinde sorunu başka yere ötelersiniz!”, “bunlar yeni viyadükler, battı-çıktıları da peşinden getirir!”, “sorunu çözdükçe düğümlersiniz” tezimize destek veriyor. Bir de bakmışsınız, kent merkezi bunlarla donatılmış. 

***

Dostumuz Cengiz Bıçakçıoğlu da güzel bir not göndermiş. Notta, İstanbul/Sirkeci ile ilgili bir örnek vermiş. Bıçakçıoğlu’na da duyarlılığından dolayı teşekkür ediyorum. 

***

Konuyu, bir kez daha Memduh Başkanın bilgilerine arz ederim. Umarım, yeniden bir masaya yatırırlar. Atalarımız ne güzel demiş; “iki ölç bir biç!”