KADİR DAYIOĞLU


KARADUT BESTE YARIŞMASI

Bestekar, hoca, ses sanatçısı Ali Şenoz’an; bestekar, ses sanatçısı Zekai Tunca; bestekar, tamburi, hoca Tevfik Soyata; bestekar, hafız Amir Ateş, Üsküdar Musiki Cemiyeti’nden Alaeddin Pakyüz… Bunlar da jüri üyeleri. Saz sanatçıları kim? Bilmiyorum… Soyata ve Pakyüz olabilir sazcılar arasında…


Talas Belediyesi, önemli bir sanat olayına imza atıyor. Aslında atmaya devam ediyor. Yarın, 5 Aralık Pazar günü, Saat 20:00’de, “Karadut Beste” yarışması finali var. Yeri de; Talas Bulvarı üzerinde geçtiğimiz günlerde hizmete giren Erciyes Kültür Merkezi… Yer tarifinden anladığıma göre SGK ya da Kızılay Kan Merkezi yanı.

***

Çok isterdim ama mazeretim nedeniyle, katılamayacağım. Sanatseverlere, meraklılarına mutlaka tavsiye eder Başkan Mustafa Yalçın’ın şahsında emeği geçenleri kutlarım. Talas, giderek bir “üniversite kenti” olma yolunda…

***

Program tam elimde yok. Sanırım eserleri, son dönemin önemli seslerinden Çiğdem Gürdal ile Bahadır Özüşen icra edecek. İki genç sanatçımız, bazı kuşak arkadaşları gibi “havaya” girip, “havalarda uçmaya” başlamadılar. Tarzları, üslupları giderek oturuyor. Programın sunuculuğunu ise TRT Spikeri Ayfer Durak yapacak. Başarılar dileriz.

***

Bestekar, hoca, ses sanatçısı Ali Şenoz’an; bestekar, ses sanatçısı Zekai Tunca; bestekar, tamburi, hoca Tevfik Soyata; bestekar, hafız Amir Ateş, Üsküdar Musiki Cemiyeti’nden Alaeddin Pakyüz… Bunlar da jüri üyeleri. Saz sanatçıları kim? Bilmiyorum… Soyata ve Pakyüz olabilir sazcılar arasında…

***

Etkinliğin amacı da şöyle belirlenmiş: Kayseri ve Talas’ın güzelliklerini müzik yoluyla duyurmak ve yeni bestecilerin nitelikli eserlerle yetişmesini sağlamak amacıyla düzenlenen beste yarışması”. Yurt çapından 72 eserin katıldığı yarışmada 12 besteye ödül verilmiş.

***

Bahadır Sevik’in “Talas’ı Seveceksin” isimli bestesiyle birinciliği elde ettiği yarışmada Osman Ergen “Kayseri Nicedir” ile ikinciliği, Burhan Atik de “Kayserim Dağlarıyla Yaylalarıyla” üçüncülüğü elde etti. Yarışmada 9’u da mansiyona laik görülmüş.

***

Dedim, jüride hafız, mevlithan, bestekâr Amir Ateş Hocamız var. Ateş, Üsküdar Musiki Cemiyeti’nden… Bizim, rahmetli Mustafa Bozyel’in de arkadaşı. “Amir Abisi!”. Aralarında bir yaş fark olmasına rağmen Mustafa, anarken “Amir Abi”, dedi.

***

Yıllar öncesi, bir mevlit için şehrimize gelmişlerdi. Ev sahibi de rahmetli Sabahattin Feyzioğlu idi. Bir sonbahar günü, Hisarcık Burhan Sokağı’ndaki bağ evinde bir yemek verdi. Beni de davet etti… “Üsküdarlı” olduğu için Mustafa’yı da aldım götürdüm. Salon kapısından girince, aradan 20 küsur yıl geçmesine rağmen, Bozyel’i görünce Amir Hoca ayağa kalktı; “Aaaaa! bizim Mustafa!” dedi. Sarıldılar hasret giderdiler.

Tabii, bu karşılaşma misafirlerinde dikkatinden kaçmadı. Amir Hoca, haziruna döndü; “Mustafa, Üsküdar’dan arkadaşım olur. Bizim Cemiyet’in yetiştirdiği ender kişilerden!” mealinde sözler etti. Hatta; “Mustafa, pantolon kemer köprüsünde, kuru kafa maskotu vardı, hatırlar mısın!”, dedi. Öyle ya, Bozyel, o zaman diş hekimliğinde okuyordu.

***

Bir gün sonra Hacıkılıç Camii’nde, Feyzioğlu ailesi ve tüm geçmişlerin ruhuna mevlid okundu… Hatırımda kaldığı kadarıyla merhum Adem Erim, Aziz Bahriyeli, Halil İbrahim Çanakkaleli, Fevzi Mısır okumuştu Kur’an ve mevlid tilavet etmişti.

Sonra, Amir Hoca benden, Kayserili şairlerin eserlerini istedi. Ben de başta Merhum Aydemir Doğan olmak üzere, çok şairimizin kitaplarını göndermiştim kargo ile. Hocamız, teşekkür için telefonla aramış ama görüşebilme imkanımız olmadı. Tekrar dönemedim, kusura kalmasın,   kabahat benim.

Hocamız gerek dini ve gerekse din dışı musiki geleneğinin son temsilcilerinden. Saadettin Kaynak merhumu tanıyabildiler mi? Bilmiyorum… Emin Hoca’nın (Ongan) öğrencisi. “İstanbul ağzının/tavrının” önemli ismi Üsküdarlı Ali Efendi’yi, Hendekli Abdurrahman Hafız’ı (Gürses), İstanbul “tilavetinin kurucuları” arasında kabul edilen Hasan Akkuş Hoca’yı mutlaka tanımıştır.

***

Bildiğim kadarıyla, Ali Efendi, merhum Kâni Abi’nin (Karaca) hocası. Kâni Abi’yi “rû be rû” dinleme bahtiyarlığına erişen birisiyim. Bir de Amir Hoca’yı, Kurban Bayramı arifesinde, İstanbul Fatih Camii’nde okunan mevlid vasıtasıyla da tanırdım. Rahmetli, Yaşar Nuri Öztürk de tertipçiler arasındaydı. 

***

Bizim neslin diğer ünlü mevlidhanları; Bekir Sıtkı Sezgin, Zeki Sesli, Zeki Altın, Nusret Yeşilçay… Bunlar İstanbul’dan… Ankara’dan da İsmail Coşar, İsmail Biçer, Bilal Demiryürek; tabii “Bülbül Hafız”ı da ilave edebilirsiniz.

***

Tabii, bizim neslin bir şansı da; Münir Beyin (Selçuk) Şan Sineması konserlerini dinlemiş olması. Kimler yoktu ki? Hakkı Derman, Emin Ongan, Necati Tokyay, Hilmi ve Rıza Rit kardeşler, Necdet Yaşar, Niyazi Sayın, Hasan Erkoç, Zühtü Bardakoğlu, İnci Çayırlı, Mefaret Yıldırım, Cüneyt Kosal, Kasım İnaltekin, Radife Erten, Aka Gündüz ve daha niceleri.

***

Yaşça küçük olmasına rağmen Tevfik Soyata da, “geleneğe” bağlı kalanlardan. Mesut Cemil, Necdet Yaşar tavrını sürdürenlerden. Bu nesilden ya da bu ekolden kim kaldı ki? Allah sağlıklı ömür versin Alaeddin Yavaşça Hocamızın dışında. Bir Bekir Bey (Sezgin) vardı. Bir de yakın zamanda kaybettiğimiz İnci Çayırlı’yı da rahmetle anıyorum. Onu da erken kaybettik.

***

Yavaşça Hocamızın bakalım kaç öğrencisi, “ondan el alabilecek!”; “geleneği” sürdürebilecek. Biliyorsunuz, bizim musikimiz “usta-çırak” ve haliyle “meşk” esasına göre gelir günümüze.

***

Başkan Mustafa Yalçın ve ekibini canı gönülden kutluyor, değerli misafirlerimize “hoş geldiniz!” diyorum.