KADİR DAYIOĞLU


İYİ OLUR İNŞALLAH!

Muhaliflerin önde gelenlerinin tamamına yakınının işi, gücü, derdi Abdullah Gül, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu daha da ilerisi, geçmişte “sağda vuruşup”, AK Parti’ye destek vermiş bugün muhalif konuma geçmiş insanlar.


Ne diyelim? İyi olur inşallah!.. Bu ülkede “garibülacayıp” denecek türden şeyler oluyor. Özellikle muhalefet tarafında, özellikle muhalif basında!

***

Şunu demek istiyorum: Muhaliflerin önde gelenlerinin tamamına yakınının işi, gücü, derdi Abdullah Gül, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu daha da ilerisi, geçmişte “sağda vuruşup”, AK Parti’ye destek vermiş bugün muhalif konuma geçmiş insanlar.

***

Ağızlarından ufak bir aykırı söz çıksın, “siyakına sibakına” bakmadan veryansın ediyorlar. “Garibülacayıp” derken bunu kastettim efendim,,,

***

Geçenlerde Sayın Gül, 30 Ağustos mesajında, Atatürk’ten söz etti. “Vay sen misin!” eden… Eski defterleri açtılar açtılar, açtıkça açtılar, demediklerini bırakmadılar. Babacan için de, Davutoğlu için de benzeri şeyleri yapıyorlar… Sanki, dertleri bunlar.

***

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, belli ki, pimi çekilmiş bomba. Bir misyon üstlenmiş gibi. Toplumun sinir uçları ile oynuyor. İnanıyorum, bunu da bilerek yapıyor. Elbette tepki vermek gerekir ama bu kadar da uzatmanın bir anlamı yok.

***

İş uzadıkça, sözlerde amacından uzaklaşılıyor, “dindar kesim” rahatsız olmaya başlıyor. Bu konuda uyarıdan bulunan Ali Babacan’a, bir muhalif TV’de demediklerini bırakmadılar, bir saatin üzerine. Bunun üzerine, “zıpladım” başka TV’ye geçtim. Gerçekten, iş uzadıkça, “kabak tadı vermeye!” başlıyor.

***

İYİ Partililere ne yapıyorlar biliyor musunuz? HDP’yi soruyorlar, sürekli. “Havuz medyası” sorsa anlarım. Ne demelerini bekliyorlar ki? Amaç, İYİ’yi köşeye sıkıştırmaksa, diyecek bir şey yok!..

***

Mesela, eski Bakan Erdoğan Bayraktar, zehir zemberek açıklama yaptı… Hem de iktidarı sarsacak türden. Ama demediklerini bırakmadılar. Sorguya çektiler adamı. Geçmişte neler yapmış, neler? Kimler mi? Muhalif basının ileri gelenleri…

***

İktidardan ve muhalefetten gelen tepkileri görünce adam sumak zorunda kaldı, söyleyeceklerini söyleyemez oldu; üstelik bir de; “konuşmalarım amacından saptırıldı!”, dedi, köşesine çekildi. Rahat bırakın, insanlar konuşsun, içlerini döksün!..

***

Mesela, sürekli program yapan birisi var. Abdüllatif Şener’e, Mustafa Yeneroğlu’na, Devalılara, Geleceklilere, Saadetlilere sürekli “din”, “laiklik”, Kemalizm, Atatürkçülük üzerinden sorular soruyor. Ama sürekli… Bir değil iki değil… İnanın, ben bıktım.

Birinde Şener dayanamadı, ufak yollu haşladı ama anlayan kim. Arkadaş hala ısrar ediyor… Şener, “derdimiz bu mu arkadaş!” diyor ama kafası basmıyor…

***

Merak ediyorum, ne demelerini bekliyorlar? Amacınız; “üzüm mü yemek yoksa bağcı mı dövmek!”

***

Bu insanların bir dünya görüşü var, bir inanç dünyaları var, müktesebatları var. Bunu toptan inkar etmelerini beklemek abesle iştigaldir. Önemli olan laiklik tabanında demokratik hak ve özgürlüklerde buluşmak; Bireysel hak ve özgürlükleri kamil manada hayata geçirmek olmalı.

***

Unutmayın… Şayet, geçmişte, iktidar ile şu ya da bu ölçüde bir olmuş, şu anda yolları ayrılmış kişilere bu denli hücumlar devam ederse, işiniz zor. Seçim meçim kazanamazsınız. Kusura kalmasınlar: Siyaset’in “S”sinden haberleri yok. Kılıçdaroğlu’nun da Akşener’in de Allah yardımcısı olsun.

***

Allah’tan Kılıçdaroğlu, Akşener ve kurmayları bu tuzağa düşmüyor, bunların “gazına gelmiyor!” Veryansın edenler, farkında değil, iktidarın bundan yararlandığının, bu ortamı yaratmak için gündem oluşturduğunun…

***

Oysa bu ülkenin temel üç sorunu var. Bunu da AK Parti, 2002 yılında formüle etti: “3Y”… Yani “yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar!”. İktidarın yumuşak karnı burası. Karşı olanların, iktidarı beğenmeyenlerin, muhaliflerin “vuracağı” yer burası. Ama sürekli vuracak… Ne laiklik, ne din, ne Kemalizm, ne Atatürkçülük olmalı gündemde…

***

Bunları yok saymıyorum ama “ehemmin mühime tercih” (ehem mühimme müreccahtır) edilmesi gerektiği inancındayım…

***

Konularınızı “3Y”’nin dışına taşırsanız, iktidarın ekmeğine yağ sürersiniz; iktidarın değirmenine su taşırsınız. Onun da aradığı bu. Hala farkına varamadı, basının, muhalif kalemleri.

***

O nedenle ideolojik kavgaları “bir başka bahare” bırakmak lazım, şayet iktidar olmak, sandıktan çıkmak istiyorsanız. Ama bu kafa ile zor zor iktidara gelirsiniz, zor sandıktan çıkarsınız. Bizden söylemesi…