MUSTAFA CENGİZ


GENEL BAŞKAN TASFİYESİ...VE…KUTLU PARTİ…

İster adına "Tasfiye", isterseniz "Taze Kan" ne derseniz deyin talepleri karşılayamayanlar ya da tabanın isteklerine kulak vermeyenler değişime uğruyor. Türkiye aslında tam bir siyasi parti enkazlarından kurtulamayan bir kısır döngünün içinde ve siyasetçi mezarlığı. Size soruyorum, “Bu kadar siyasi partiye ülkemizde gerek var mı?” Ya da bir başka şekli ile sorayım, “Siyaset ve ya da politika bir meslek mi?” Kendi asli işinizi unutacak kadar uzun süreli. Üç-beş dönem vekillik, belediye başkanlığı nerede ise ömrünüzün yarısı yapılacak bir iş mi? “Hizmet Aşkı” mottosu da yerseniz soslu sunumu bu siyasi hırsın… Önümüzde epey sıkıntılı bir süreç var. Seçmen, “Çeke çeke sandığı getirir mi?” bunu zaman gösterecek. 2024 kasım yada, 2025 Mart’ı işaret edenler hiçte azımsanamayacak kadar çok siyasi çevrelerde. Öyle ya da böyle siyaseti dizayn edenler günü geldiğinde kendilerin de bir gün dizayn edildiklerini fark edecekler ama çok geç olacak… Siyasette değişmeyen tek şey klasik bir tabirler… “Değişim!”… Kullanma tarihi dolan, miadını tamamlayanların hepsi günü geldiğinde siyaset mezarlığına gidecekler. Baki olan, ilelebet payidar kalacak Türkiye Cumhuriyeti ve Mustafa Kemal olacak…


14/28 Mayıs Genel ve 31 Mart Yerel seçimlerinin ardından siyasette saflar yeniden belirleniyor.

İster adına "Tasfiye", isterseniz "Taze Kan" ne derseniz deyin talepleri karşılayamayanlar ya da tabanın isteklerine kulak vermeyenler değişime uğruyor.

Türkiye aslında tam bir siyasi parti enkazlarından kurtulamayan bir kısır döngünün içinde ve siyasetçi mezarlığı.

Size soruyorum, “Bu kadar siyasi partiye ülkemizde gerek var mı?”

Ya da bir başka şekli ile sorayım, “Siyaset ve ya da politika bir meslek mi?”

Kendi asli işinizi unutacak kadar uzun süreli.

Üç-beş dönem vekillik, belediye başkanlığı nerede ise ömrünüzün yarısı yapılacak bir iş mi?

“Hizmet Aşkı” mottosu da yerseniz soslu sunumu bu siyasi hırsın…

KILIÇDAROĞLU VE AKŞENER…

Bu arada Kemal Kılıçdaroğlu'nu bilemem.

Orada durum epey farklı.

Gençler bayrağı devraldılar ve kolay kolay bırakmazlar gibi geliyor.

Ama İYİ partide durum biraz daha farklı sanırım. 

Meral Akşener, yakın bir zamanda tekrar siyaset sahnesine dönecektir.

Kendisi eski İç İşleri Bakanlığı yapmış, Devlet işlerini iyi bilen birisi. 

Yeni Genel başkan Musavat Dervişoğlu'da zaten söyledi.

Meral Hanımı Başbakan yapmak istediklerini.

O halde...

HALAÇOĞLU'DA PARTİ KURDU...

Bu arada MHP'den Kayseri 24., 25. ve 26. Dönem Kayseri milletvekilliği yapan Yusuf Halaçoğlu'da kurduğu "KUTLU" parti ile siyaset arenasında bu kez yoluna Genel başkan olarak devam edecek.

Türk siyaset hayatının 139. Siyasi partisi.

Kayseri milletvekilliğinin ardından önce İYİ Parti'nin kurucuları arasında yer alan ve İYİ Parti ile de yollarını ayıran Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Yusuf Halaçoğlu, siyasete yeni bir hareket getirecek gibi görünüyor. 

Halaçoğlu, partisinin amacını, ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklara etkili çözümler sunarak Türkiye'nin kalkınmasına katkıda bulunmak olarak açıklarken parti programında vurguladığı milli ve manevi değerlere dayalı bir siyaset anlayışını benimseyerek, KUTLU Parti'nin toplumsal birliği güçlendirmeyi, adaleti ve refahı artırmayı hedeflediğini belirtti.

Bilmem dikkatinizi çekiyor mu?

AK Parti Genel başkanları bünyesine toplayarak başta HAS Parti olmak üzere partileri kapattırıyor, MHP ise bünyesinden kaçırdığı isimlerin yeniden siyaset arenasında yeni partilerle yoluna devam etmesine neden oluyor.

İşte size İYİ Parti, ZAFER Partisi ve KUTLU Parti.

Ne diyelim, Halaçoğlu ve tabanına KUTLU olsun…

Ülkücülerin artık yeni bir alternatifi daha var…

SONUNDA NE Mİ OLUR?

Size peşinen söyleyeyim.

Milliyetçilik her zaman geçer akçe.

Aslında en doğrusu da bu.

Vatanını, milletini, bayrağını, kutsallarını sevmenin neresi yanlış?!...

MHP-İYİ Parti-Zafer Partisi-Kutlu Parti aklınıza ne kadar sağ kökenli ve Milliyetçi parti geliyorsa eninde sonunda birleşip yüzde 25 ile Türkiye’nin merkez sağ partisi olarak yoluna devam ederler.

Amma bugün, amma yarın.

Biz görür müyüz, sanmam…

SIRA GELDİ MAHMUT ARIKAN’A…

Kayseri’den önemli siyasi figürler çıktı.

Kayseri lisesi mezunu merhum Turgut Özal ile Abdullah Gül’ün hem Cumhurbaşkanlığı hem başbakanlıkları malumunuz.

Turhan Feyzioğlu ve daha niceleri.

Sırada sanırım SP’de sağlık nedenlerini gerekçe göstererek koltuğu bırakmak isteyen Temel Karamollaoğlu’nun yeri için adı geçen isimlerin başında gelen Mahmut Arıkan var.

Olur mu?

Çok şık olur.

Siyasette bir başka genç Genel başkan yüzü, rengi ve temposu gelir.

Son dönemde Saadet partisinin hem Kayseri bazında hem de genel merkez bazındaki en renkli, hareketli-bereketli vitrin isimlerinden birisi.

Er geç Arıkan’da Genel başkan olarak siyasette ve Saadet Partisinde görev yapacaktır ama adet olduğu üzere önündeki yaşlıları beklemeye yerine SP’de bir düşünce devrimi yaparak gençlerin önünü açmaya başlasa iyi olur artık…

GELECEK GENÇLERDE...

Son seçimlerde bilmem dikkatinizi çekti mi “Gençlerin iradesi sandığa yansıdı”

Yani ömürlerinde sadece AK Parti iktidarından başkasını görmeyen gençler “Değişim isteriz!” diye sandığa gittiler ve Türkiye’nin gidişatına dair beklentilerini, arzularını, isteklerini en demokratik hakları ile oy vererek adres tayin ettiler. 

YRP Genel başkanı Fatih Erbakan'ın siyasete getirdiği ivme ortada.

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın durumu da malumunuz.

Peki SP'de bir Mahmut Arıkan hareket ve bereketine ne dersiniz?

YENİDEN DİZAYN EDİLİYOR…

Türkiye’de her şey A’dan Z’ye yeniden dizayn ediliyor.

Siyasette buna dahil.

Ancak burada gözden kaçan bir nokta var.

Gerek AK Parti, gerekse de MHP’nin kendi partilerini dizayn çalışmalarının yanı sıra olağanüstü bir çaba ile de muhalefeti dizayn etme çabaları gözden kaçmıyor…

Son iki genel kurulda bunu gördük.

Hem CHP’nin hem de İYİ Partinin genel kurullarında bazı şeyler dikkat çekici boyutta epey sırıttı.

Bu saatten sonra da bunun ayak sesleri, izdüşümleri sürecektir.

Siyaset hem iç, hem de dış aktörler tarafından sürekli olarak kurgulanan ve hedefe varana kadar da mevcut aktörlerin kullanımı ile devam eden bir süreç.

HAZIR MISINIZ?

Önümüzde epey sıkıntılı bir süreç var.

Seçmen, “Çeke çeke sandığı getirir mi?” bunu zaman gösterecek.

2024 Kasım yada, 2025 Mart’ı işaret edenler hiçte azımsanamayacak kadar çok siyasi çevrelerde.

Öyle ya da böyle siyaseti dizayn edenler günü geldiğinde kendilerin de bir gün dizayn edildiklerini fark edecekler ama çok geç olacak…

Siyasette değişmeyen tek şey klasik bir tabirle…

“Değişim!”…

Kullanma tarihi dolan, miadını tamamlayanların hepsi günü geldiğinde siyaset mezarlığına gidecekler.

Baki olan, ilelebet payidar kalacak Türkiye Cumhuriyeti ve Mustafa Kemal olacak…