FARUK ERGAN


FIRSATÇILIK.

“Fırsatçı insanlar, dürüstlüğün ve adaletin düşmanıdır.” Mevlana


Kötülük yapmak için, kendine maddi çıkar elde etmek için, kaybetmekte olduğu bir yarışı kendi lehine çevirmek için ve kamu kaynaklarını ölçüsüzce kullanmak için fırsat kollayan kişilere fırsatçılık yaptı denmektedir. 
Ticarette, ekonomide, sağlıkta, siyasette veya aklınıza gelebilecek her şartta fırsatçılık yapmayı kendine hak görecek kadar ahlaktan yoksun insan mevcuttur. 

Tarihin her döneminde krizler esnasında durumdan nemalanmak isteyen, başkalarının acılarından kar elde etmek isteyen insanlar olmuştur. 

Yerel seçimlerden sonra kazananın elinden koltuğunu nasıl alabilirim yoğunluğu ve mesaisi yaşanmaktadır. Usulsüzlük olayları müstesna tutulması şartıyla, seçimde hile yapılmışsa doğal olarak ilgili makamlarca açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. 

Hiç kimse bir diğer kişinin hakkını gasp etmemeli, emeğine göz dikmemeli ve herkes sandıktan çıkan iradeye saygı duymalıdır. 

İktidar Partisini temsil eden aday seçimi kaybederse itirazlar İlçe Seçim Kurulu üyelerinin kabul etmesi ile sandıklar tekrar sayılarak kaybeden adaya bir şans daha verilmiş oluyor ve sonra nihai karar veriliyor. 

Bu durumda muhalefet partiyi temsil eden adayların, sonuçlara şüphe ile bakıyorum ve tekrar sayım istiyorum demeleri kabul görmüyor, seçimin yapıldığı gündeki sayım geçerli diye ret ediliyor ve kazananın mazbatası veriliyor. 

Bu oluşumları üst üste koyunca yazımın başlığındaki “fırsatçılık” kelimesi de yerini bulmuş oluyor. 
“Ticari ahlaksızlık olan fırsatçılık aynı zamanda suçtur.” Türk Ceza Yasasının 240. Maddesi “Belli bir malı veya hizmeti satmaktan kaçınarak kamu için acil bir ihtiyacın ortaya çıkmasına neden olan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmünü taşıyor. Cezaların caydırıcı olması da, stokçuluğu, karaborsacılığı ve fırsatçılığı önlemek ve bu yola tevessül edenlerin ilgili ceza maddesi uyarınca cezalandırılmalarını istemektedir. 
Eğitim ve ahlaki değerlerin gelişmediği veya kabul görmediği toplumlarda fırsatçılık hep olmuştur ve bundan sonra da olacaktır. 

Bir şeyi yapmamız veya yapmamamız gerektiğinde empati kurmayı bilmiyoruz. Yaparsam ne kadar insanın hakkını gasp ederim, yapmazsam ne kadar insanın mağduriyetine sebebiyet veririm düşüncesi gelişmediği sürece, görevlendirildiğimiz işlerde ehil olmadığımız müddetçe şeytani düşünce ile yatar kalkarız. Fırsatçıların, sadece ekonomik suçtur diye para cezası ile sınırlı şekilde cezalandırılmaları yeterli değildir. Kamu otoritesi Yasalardaki hükümleri hatırlatarak suç işleyenlerin ve fırsatçılık yapanların yargı önüne çıkartılarak, caydırıcı ve en ağar cezayı almalarını temin etmelidir. 
Aşırı hırs, tamah ve fırsatçılık bir ülkedeki insanın eğitim durumunu ve kalitesini gösterir. 1980 li yıllarda şirket ve fabrikalar kuruyoruz diye yurt dışında çalışan işçilerimizi dolandıran fırsatçılar, Yimpaş, Kombassan ve diğerlerini kurdular sonuçta hepsi yok oldu ama olan işçilerimizin bin bir emekle kazandıkları dövizin, alın terinin yok edilmesine ve birçok ailenin dağılmasına neden oldu. Fırsatçılık yapanların birçoğu da bu ülkede yönetici ve bürokrat olma derecesine kadar yükseltildi, işin özü de bu fırsatçılara para kaptıranlarda daha çok kazanma hırsı, faiz haram diyerek fırsatçılık yapmaya soyunmuşlardı, onlarda az fırsatçı değillerdi fakat iki fırsatçı bir ipte oynayamadı. 
“Fırsatçı insanlar, dürüstlüğün ve adaletin düşmanıdır.” Mevlana