KADİR DAYIOĞLU


EV SALLANIYOR!..

Unutmasınlar, geçenlerde Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Mustafa Umut Özdemir açıkladı; Kayseri’de “7 büyüklüğünde” deprem üretebilecek bir fay varmış. Oysa bizler, depremsellik açısından şehrimizi üçüncü dereceden iller arasında sanırdık. Açıklamadan anladığımıza göre, değilmişiz.


Bir tramvay getirdiler… Neredeyse; “getirmez olalardı!” diyesim geliyor. Evin önüne çukur kazdılar. Büyükşehir tramvay durağı yaptılar. O gün bugün, evin önünden, yan yoldan hızla geçen bir ağır vasıta nedeniyle, ev “zangır zangır” sallanıyor.

Sallanıyor sallanmasına da, acaba “vehim” mi sardı dört bir yanımı demeyi de ihmal etmiyorum. Öyle ya, biraz “vesveslik” var bende. Sanırım, Büyükşehir de “vesvesliğime” vermiş olacak ki hiç aldırış etmedi şimdiye kadar…

Bugünlerde bir misafirim var. İstanbul’dan geldi. Biraz bu işlerden anlar; “eviniz zaman zaman sallanıyor, haberiniz olsun!”, dedi. Bunun üzerine; “vehim içerisinde” olmadığımı, rüya görmediğimi anladım. Evimiz gerçekten sallanıyormuş. Tekrar hatırlatayım dedim.

***

İnanın, deprem oluyor, sanıyorsunuz…

Titreme başladı mı, kalbim çarpıyor.

Neredeyse bizim hanım “dil altı!” getirecek.

***

Özellikle trafiğin seyrek olduğu akşam saatlerinde araç geçiş hızları artıyor ve titreşimler çok daha net hissediliyor. Merak eden yetkililer bir akşam dokuzdan sonra misafirim olurlarsa bizzat tecrübe edebilirler… İkramımız da mutlaka olacak…

Buna neden olan Büyükşehrin, sorunu çözmesi gerekmez mi? Defalarca uyardım, defalarca köşeme taşıdım ama tınmıyorlar. Çözümü de söyledim, kusura kalmasınlar, ya anlamıyorlar ya da ben anlatamadım.

Yok, bunun nedenini çözebilecek ve uygulama yapabilecek kadar mühendislik bilgisine sahip değillerse, “bir bilene” sorsunlar; ayıp da değil. Bir ağabeyleri olarak söylüyorum: Mühendislikte yarım asrı devirdim. Hâlâ öğrenirim, hâlâ bir bilene sorarım. Sormaktan da hiç gocunmam.

***

Unutmasınlar, geçenlerde Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Mustafa Umut Özdemir açıkladı; Kayseri’de “7 büyüklüğünde” deprem üretebilecek bir fay varmış. Oysa bizler, depremsellik açısından şehrimizi üçüncü dereceden iller arasında sanırdık. Açıklamadan anladığımıza göre, değilmişiz.

Temsilcimiz detaylı açıklamadı ama sanırım bu, Erkilet altından geçen, İncesu’dan devam eden, Ecemiş fay hattına bağlanan bir fay olsa gerek. O nedenle de, Belediyelerimizin, “zemin” ve jeoloji üzerine ihtisas yapmış eleman istihdamında yarar var. Unutmasınlar, Büyükşehir 16 bin kilometre karelik bir alana hizmet götürüyor.

***

Bizim evin titremesine geri dönersek; çözüm çok basit; evvelemirde yan yola girişte “hız kesici bariyerlerin” konması. Melikgazi Belediyesi bu uygulamayı yapıyor. Hem de çok güzel bir biçimde… Örneklerini de fotoğraflarla ilettim yetkililere sanırım onu da ciddiye almadılar.

Yok, “uğraşamayız, istersen evi terk et git!” diyorlarsa, onu da yapamam. Yeni bir ev alacak param olmadığı gibi bu evin kirası da yetmez yeni bir ev kiralamaya. Yok, “ahır sekisinde yaşa!” diyorlarsa, kusura kalmasınlar bunu da yapamam.  Ayrıca; “hatırlı”, “partili” değilim, Erciyes manzaralı, “kentsel dönüşüm” için ayrılmış,  “villa parsel” alacak kadar da belediyeye yakınlığım da yok… Şaştım kaldım doğrusu…

***

Yazdık, çizdik, hatırlattık, yol gösterdik bir sonuç alamadık… Bu saatten sonra herhalde Saadettin Kaynak merhumun; “Bahar bitti, güz bitti / Artık bülbül ötmüyor/ Yare tel çekem dedim / Tel derdimi iletmiyor” nihavendini çalıp söylemek gerekecek.