FARUK ERGAN


DÜMDÜZ GİTMEK.

“Cumhuriyet düşüncede, bilgide, sağlıkta güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister. Hükümetlerin icraatı menfi olup da millet itiraz etmez ve iktidarı düşürmezse bütün kusur ve kabahatlere katılmış demektir.”         Mustafa Kemal ATATÜRK  


Dümdüz gitmek, ağza alınmayacak sözlerle sövmek. 

TDK. Mikrofonu veya kalemi eline alan dümdüz gidiyor. İstediği sistem gelse bekçi bile olamayacaklar veya kapı kulu olacaklar, Cumhuriyet’e, Atatürk’e, Laik sisteme, Demokrasiye ve kendi düşüncesinde olmayan insanlara dümdüz gidiyor. 

Kendi halinde inandığını veya inanmadığını yaşa, güzel düşün, kuruculara ve eserlerine küfür etme, sataşmakla, çamur atmakla insanlaşmak zordur. 

Sözünün nereye gittiğini, kimleri hedef aldığını ve riyakarlık yaptığını bilmemesi mümkün değil, fakat neye ve kime hizmet ettiği meçhul.

Cumhuriyet’in sunduğu imkanlarla yetişip, Cumhuriyet’in sayesinde çeşitli makamlara gelenler, çeşitli meslekleri edinenler, insan olma özelliğini kazanıp, aynı zamanda birey olmanın faziletlerini içine sindiremeyenler, bir de dokunulmazlık zırhına büründüler mi dümdüz gitmek kişiliklerini tamamlıyor. 

Takdir ettiğim yanları, inanç ve düşüncelerini yaymak veya insanlara empoze etmek için asla taviz vermemeleri. 

En yakın akrabası ve arkadaşı olsa bile üzmekten, kırmaktan, gerekli şartlar oluşursa yok etmekten ödün vermezler, çünkü acıma duyguları, merhametleri ve insani yönleri gelişmemiş. 

Kendilerini üstün ırk olarak görmeleri, kendi inançlarından başka inançların kutsal olmadığına inandıkları, başka dine mensup olanların insan olmadığına inandıkları gibi ve yaptıkları tüm gayri insani davranışlara bedel olarak cennete gireceklerine inanmaları cehaletlerinin bedeli olmaktadır. 

Ayrıca kadını insan yerine koymamaları, Kuran kurslarındaki yüz kızartıcı olaylara kayıtsız kalarak onaylamış görünmeleri, insanların dini değerlerini sömürü aracı olarak kullanmaları, kendi içlerindeki makam kavgasının arşa çıkmasıdır. 

İslam’ı inançsız olarak yaşamayı özümsedikleri için Allah ile aldatmaları boyunlarındaki madalya olarak kıyamete kadar asılı kalacaktır.

Kamu malını, kamu kaynaklarını talan etmek, şahsi çıkarı ve koltuğunu korumak uğruna yok etmek normal sayılırken, vergilendirilmiş ve kendi öz kazancını istediği gibi kullananları dinsizlikle itham etmek, kendi tekelindeymiş gibi, başörtüsü takmayan hanımları ve Cumhuriyeti özümseyen insanları iffetsiz olarak adlandırmak çukurluk olsa gerek. 

Bu yetkiyi nerden aldığına ve bu özgüvene ne içerek sahip olduklarını da merak etmiyor değilim. Aklıselim insanlar kimsenin inancına, yaşam biçimine, mahremine, özeline, ailesine ve değerlerine hakaret etmez, dümdüz gitmez.

Cesaretin varsa sevmediğin ve hedef aldığın insan veya topluluklara özelinden yazarak, telefon ile arayarak istediğin gibi uyarır veya hak ediyorsa dümdüz gidersin, alacağın karşılığa razı olmak şartı ile. 

Fakat insanların tercihlerine, siyasi düşüncelerine, yaşam biçimlerine, inançlarına, namuslarına, uygunsuz sıfatlar yakıştırmak tam da içinde bulunduğun bozukluk olarak görünür. 

Cidden yazdığınız şeyleri paylaşmadan önce dikkatlice okuyun, sehven yaptığınız şeyler varsa insanlardan özür dileyin, küçülmez yükselirsiniz hacı abi.

“Cumhuriyet düşüncede, bilgide, sağlıkta güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister. Hükümetlerin icraatı menfi olup da millet itiraz etmez ve iktidarı düşürmezse bütün kusur ve kabahatlere katılmış demektir.”          Mustafa Kemal ATATÜRK