FARUK ERGAN


DOYUMSUZ OLMAK….!


Tüm canlıların ihtiyacı olmasına rağmen yazımın başlığının cinsellikle hiçbir bağlantısının olamayacağını bilmenizi isterim. Yeterli Eğitimin, Kültür ve Adaletin olmadığı Ülkelerde insanlar doyumsuz ve mutsuz olurlar. Doymak bilmeyen, tüketim çılgınlığının zirve yaptığı, yeterli eğitimi almamış ve görgüsüz bir insanın gerçek yaşam ihtiyaçları ile hiçbir bağlantısı kalmamıştır. Halbuki yeterli maddi imkanlarının olmasına rağmen daha fazlasını düşünmek, hak etmediği şeyleri istemesi insani özelliği yok eden, kendisinden başka kimseye refah imkanı sunmayan ve egoistçe davranış içinde olduklarını bilmek kehanet değildir. Bunu aklı başında olan her insanın bilmesi lazımdır. Diğer taraftan Devleti yönetenlerin ve Yasaların kendilerine verdiği yetkiyi kullanan ve atanma sureti ile makama oturmuş kişileri aç gözlülüğü ve görgüsüzlüğü desteklemekte hiçbir sakınca görmezler.

Çocuğun her isteği koşulsuz olarak yapıldığı zaman doyumsuz bir çocuk yetiştirmiş oluruz. Doyumsuz ve mutsuz olarak yetişen bir çocuk, Devlette veya özel sektörde istihdam edildiğinde kendisine sunulan ücretle yetinmeyip, bulunduğu yeri talan etmekte, her türlü imkanı uhdesine almakta ve aşırı israfta bir zül görmemekte. Kendisine değer verilmemiş çocuklar büyüdüklerinde etrafındakilere kendi yaşadıklarını yaşatır, kimseye değer vermez. Kendisinden yukarıdakilere ölçüsüzce boyun eğerken ve biat ederken, kendi maiyetinde bulunanlara zulmeder, çıkarına ters düşenleri bez parçası atar gibi bir kenara atar. Kendilerinin herkesten üstün ve özel oldukları düşüncesini uyandırıp topluma ve seçmenine dikta ederek, varlık içerisinde doyumsuz ve savurganca yaşarlar. Hatta daha ileri giderek kibri, savurganlığı ve doyumsuzluğu itibarlı ve elit kişilik olarak algılarlar.

Uzun süre seçildiği ve atandığı makamı terk edemeyen uyanıklar, yalakalara veya kendi destekçilerine beyan ettikleri mazeretleri, biz Allah rızası için hizmet ediyoruz derler. Zinhar yalan, bu işi senden başka yapabilecek kimse yok mu? Biz gidersek kaos çıkar, bunca kazanımlar heba olur diyerek aba altından sopa gösterirler. Şimdiye kadar yaptıkları hizmete veya verdikleri hasara, tüm değerleri satmaya doymadılar. Aç gözlü ve doyumsuz olmak, Ülke çıkarlarını talan etmek, yandaşlarına çıkar sağlamak, din istismarcılığı yapmak, gösterişli ve cakalı yaşamak, küfürlü ve argo konuşmak karakteristik özellikleridir.

“Uygarlığın gerçek ölçüsü ne nüfus çokluğu, ne kentlerin büyüklüğü, ne de üretim bolluğudur. Gerçek ölçü, Ülkenin yetiştirdiği insanların nitelikleridir.”   Ralph Emerson