RECEP BULUT


BÜYÜKNALBANT’IN  O  SÖZLERİ TARTIŞMA  KONUSU OLDU!

Divan Başkan Yardımcısı Yılmaz Büyüknalbant’ın kayıtlara geçen o sözleri tartışma yarattı...


MİKROFONA  YANSIYAN SÖZLERİ TARTIŞMA  KONUSU OLDU!

Cuma günü yapılan OSB’nin 18 mali genel kurulu sırasında Divan Başkan Yardımcısı Yılmaz Büyüknalbant’ın, salonda arbede çıkması üzerine Divan Başkanı Memduh Büyükkılıç’a, “Bilançoyu kabul edenler etmeyenler oylamaya sunuyorum de başkanım, bırak onlar bir birine girsin!” şeklinde ki sözleri sosyal medya da tartışma konusu oldu.

“BEN O SÖZLERİ GENEL KURULUN

AHENGİ BOZULMASIN  DİYE SÖYLEDİM!”

Divan Başkan Yardımcısı Yılmaz Büyüknalbant, “Salonu dolduran arkadaşlar benim yılladır meslektaşım. Benim onlara tek bir olumsuz söz söylemem mümkün değil. Ama normal genel kurul akışı devam ederken birilerinin çıkıp saygısızca olay çıkarması ve genel kurulun ahengini bozmaya kalkışmasına da divan olarak bizim göz yummamız mümkün değildi” diye cevap verdi.

OSB’nin tartışmalı mali genel kurulu yapıldı…

Önce Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından sonra da mahkeme kararıyla görevinden geçici de olsa uzaklaştırılan Tahir Nursaçan ve ekibi ibra edildi…

Edildi edilmesine ancak genel kurul salonunda yaşananlar tartışma konusu olmaya devam ediyor…

Özellikle sosyal medya da!

En hararetli tartışma konusu ise genel kurul sonrası sosyal medya hesaplarından paylaşılan görüntü ve o görüntüde ki ses kaydı…

Söz konusu ses kaydı Divan Başkan Yardımcısı Yılmaz Büyüknalbant’a ait…

Divan görüntüsü eşliğinde kamera kayıtlarına yansıyan ses kaydına göre salonun bir köşesinde kavga çıkınca, divan başkanı Memduh Büyükkılıç, “Şimdi! Bak! Bak! Arkadaşlar! Lütfen provokasyona gelmeyelim, bir birimizi incitmeyelim! Değerli üyelerimiz!” diye uyarırken, Başkan Vekili Yılmaz Büyüknalbant’ta Büyükkılıç’ı, “Devam et başkanım, devam et! Bırak onlar bir birine girsinler başkanım, bilançoyu kabul edenler etmeyenler diye oylamaya sunalım!” diye ısrarla uyarıyor…

Bu görüntüler genel kurul sonrası sosyal medya hesaplarından paylaşılmaya başlandı…

İlginç yorumlar yapılmaya başlandı…

Tüm bu gelişmelerden sonra Pazar günü Divan Başkanı Yılmaz Büyüknalbant’ı cep telefonundan aradım…

Anladığım kadarıyla o da o yorumlardan bir hayli rahatsız olmuş…

Sohbet- muhabbetten sonra

“Peki, Başkan sen niye o sözleri sarf etme gereği duydun” diye sordum.

Büyüknalbant, “Benim burada hiçbir kastım yok. Olamaz da! Ama benim burada tepkim şuna; Bir genel kurul yapıyoruz. Üstelik ortam bir hayli gergin.

Divan olarak biz istiyoruz ki kavga-gürültü olmadan bir an önce genel kurulu uyum içinde yapıp bitirelim. Biz bu hassasiyeti gösterirken salonun arka taraflarında saygısızca itiş-kakış olup salonun ahengi bozulunca ben Sayın Büyükkılıç’a, başkanım sen onları boş ver sen bir an önce oylamanı yap deme gereği duydum. Yoksa benim sanayici arkadaşlarıma herhangi bir saygısızlık yapmam mümkün değil.

Yapmam da! Ama salonun ahenginin bozmasına da divan olarak göz yumamayız. Ben de genel kurulun ahenginin bozulmaması için başkan bir an önce oylamanı yap da bitir deme lüzumu hissettim. Mesele tamamen bundan ibaret” dedi.

“Peki, oylamanın kapalı yapılmasına niye tepki gösterildi” diye sordum.

Büyüknalbant ona da şu yanıtı verdi:

“Bu konu öyle oldu-bittiye gelecek bir konu değil. Tarafların bu konu da önceden hazırlık yapmaları lazımdı. Oy pusulası, sandıktır, oylamayı organize edecek ekiptir, perdedir falan-filan. O tür bir hazırlık yapılmış mı yok, yapılmamış! Sonra sanayicilerimiz en az yarım saat 45 dakika salona girebilmek için sırada bekledi. Bir de kapalı oylamaya gidecek olsaydık, hazırlıktır, sandıktır, pusuladır, oylamanın yapılacağı kabindir falan filan derken 4-5 saatimiz alırdı. Buna kim dayanacaktı Kimse kalmazdı! Biraz da bu durumları dikkate alarak açık yapılamasını istedi. Yoksa açık yapılsa ne olacak kapalı yapılsa”

Divan Başkan Yardımcısı Yılmaz Büyüknalbant’ın o sözlere yorumu böyle…

Salonda gerginliğe neden olan tartışma aslında Tahir Nursaçan ile birlikte geçici olarak yönetimden uzaklaştırılan Mustafa Katırcıgil’in babası Zekeriya Katırcıgil ile hemen yanı başlarında oturan ve bir refakatçi eşliğinde salona oy kullanmak için gelen Mustafa Setenci’nin 70 yaşlarında ki annesi ile aralarında çıkan bir itiş-kakış ve sonra da Mustafa Setenci’nin annesinin yere düşmesiyle baş göstermiş…

Aslında olayın özü üç aşağı beş yukarı böyle…

Yani Mustafa Setenci’nin 70 yaşında ki annesine yapılan bir saygısızlık söz konusu…

Salonu bir birine katacak bir mesele de değil…

Esas gelelim oylama öncesi ve sonrası yaşananlara…

HANİ SEÇİME GİDİLECEK

VE ORTAK ADAY

MEHMET YAYLA OLACAKTI

Aslında genel kurul salonuna gitmeden bir gün önce akşam saatlerinde taraflar arasında bazı önemli hususlar da uzlaşmaya varılmıştı…

Başta divan oluşumu konusunda…

Memduh Büyükkılıç’ın Divan başkanı olması konusunda taraflar ilk etapta anlaşmıştı…

Hatta Tahir Nursaçan ve yönetimi ibra edilecek ve peşinden de seçime gidilecekti…

Üstelik seçime kimin adıyla gidileceği konusunda bile uzlaşmaya varılmıştı…

Belirlenen ortak isim KİLİM Mobilya’nın Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yayla idi…

Sayın Yayla ile kongreden bir gün önce akşam saatlerinde konuşmuş ve tarafların kendi adı etrafında uzlaşmaya vardığını doğrulamıştı…

Mehmet Yayla’da tüm itirazlarına rağmen taraflardan gelen ısrar üzerine bu öneriyi kabul etmişti…

Peki, sonra ne oldu dersiniz

İş bozuldu…

Mehmet Yayla adı havada kaldı…

Sadece Mehmet Yayla adı mı?

Değil tabii!

Memduh Büyükkılıç’ın Divan başkanlığı konumu bile zora girdi…

Nasıl yani Evet, aynen öyle!

Tahir Nursaçan ve ekibi ayrı bir divan hazırlığı arayışı içindeydi… Bunu haber alan Özhaseki, konuşmaların yapılacağı kulise Ersoy ile birlikte AK Parti İl Başkanı Şaban Çopuroğlu, MHP İl Başkanı Adnan İncetoprak ve Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç’ı ve bir grup partiliyi davet etti…

Durum değerlendirmesi yaptılar, sonra Büyüknalbant’ın hukuki konular da daha fazla bilgi ve tecrübe sahibi oluşundan hareketle Yılmaz Büyüknalbant’ı da çağırma gereği duydular…

 Yılmaz Büyüknalbant, salona girmek için turnikelerden geçerken, “Bakan Bey sizi çağırıyor!” denilince o da sahnenin arkasında ki kulise geçti ve Memduh Başkan Divan Başkanı sen de Başkan Yardımcısı olacaksın ve genel kurul kazasız-belasız tamamlanacak!” dendi… Tam kapıdan çıkarken Hacı Çeviker’i de Divan Kâtibi yazdıklarını söylediler…

Söylendi söylenmesine ancak divan sahneye çıkınca Bekir Okay Kiracıoğlu ve kendilerinin daha önce Divan Başkanlığına önermeyi düşündükleri ve Memduh Büyükkılıç’ın adı ön plana çıkınca geri çektikleri Ahmet Hilmi Kürtüncü, ütüldüklerini anladılar…

Yani Divan oluşumunda kafadan kaybettiler…

O vakitten sonra alternatif bir divan önerme şansları da kalmamıştı…

Kongre başlamadan dakika bir gol bir olmuştu!

Ondan sonra da kongrenin akışı tamamen değişti…

Peki, Tahir Nursaçan ve ekibi ile bir gün önce hem Nursaçan’ın ibra edilmesi hem de peşinden seçime gidilmesi ve seçime gidilmesi halinde de Mehmet Yayla’nın ortak aday olarak gösterilmesi yönünde varılan uzlaşmadan niye vazgeçildi dersiniz 

Yani ne değişmişti...

Değişen salonu dolduran kalabalıktı!

Divan Başkanı Memduh Büyükkılıç her ne kadar salonda 578 kişi var dese de salon da en azından 700-800 kişi görünüyordu…

Yani Tahir Nursaçan ve ekibi salonu sağlama aldığını ve bu salondan ibrayla çıkabileceklerine kanaat getirmişlerdi…

 Salonun girişine kurulan turnikeler, tek tek isim isim yapılan kontroller ne denli gerçeği yansıtıyor bilinmiyor…

Oysa girişte basın mensupları dâhil ciddi bir kontrol mekanizması çalışıyordu…

Görüntü en ufak bir şüphe uyandıracak türden değildi…

Ama Divan Başkanı Memduh Büyükkılıç’ın kürsüden anons ettiği rakamla salonu dolduran kalabalık bir biriyle çelişir gibi görünüyordu…

Cidden böyle bir tezatlık var mı bilemiyoruz…

Elimiz de bu konu da bir rakam yok!

Vebali o makam da vekâleten oturan ve ev sahibi konumunda ki Murat Yibur’da…

O görüntü kareleri ya da videolar tek tek incelendiğinde salonu dolduran kalabalığın cidden Divan Başkanı Memduh Büyükkılıç’ın anons ettiği rakamla örtüşüp örtüşmediği gayet net olarak ortaya çıkar…

Bunu yapmak da çok zor bir iş değil…

Yeter ki birileri bu mukayeseyi yapma gereği duysun…

Zaten divan o şekilde şekillendikten sonra salonda birçok kişi

“Bu iş bitmiştir, geçmiş olsun! Tahir Nursaçan ibra edilir!” dedi.

Muhalif grup son bir hamle olarak 7. Maddeye gelindiğinde kapalı oylama yapmak için harekete geçti…

Dilekçe verdiler…

Kapalı oylama istiyoruz dediler…

İşte tartışmalar da o anda başladı…

Sonuç da Divan Başkanı Memduh Büyükkılıç oylama yaptı

“Açık oylama isteyenler!”

Eller kalktı…

Peşinden alkış sesleri…

“Kapalı oylama isteyenler!”

Eller kalktı ve ona da alkış sesleri geldi…

Ve divan Başkanı sonucu açıkladı

“Oy çokluğuyla açık oylama!” dedi…

Kaç kişi açık oylama istedi, kaç kişi kapalı oylama istedi belli değil…

Açık oylama ve kapalı oylama isteyenlerin rakamı bile yok!

Parmaklar sayılmadı bile!

Divan Başkanı

“Göz var, Akıl var! Nizam var! Bize inanmıyor musunuz” dedi çıktı…

Bir kere salonda kaç kişinin olduğu belli değil…

Salonda bulunanların kaçının elinin “açık” kaçının “kapalı” oylamaya kalktığı belli değil!

Divan Başkanı dedi ya!

“Göz var, Akıl var! Nizam var!”

Şehremine inanmayacaksınız da kime inanacaksınız

Haydi hayırlısı, oldu da bitti maşallah!