NEBAHAT ERDOĞAN


BİR ASLAN MİYAV DEDİ, MİNİK FARE KÜKREDİ…

Bir ülkenin temel direği, eğitimi,adaleti ve ordusudur. Bu üç unsur ne kadar sağlam temel üzerine atılırsa ülkenin geleceği o kadar sağlam olur… Eğitim doğru bilgiler üzerine katıksız sunulursaordusu da o kadar sağlam olur, temel eğitimden başlar ordunun sağlamlığı, adaletin güvenirliği.


Tarihe baktığımız zaman Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün eğitime ve orduya verdiği önemin nasıl büyük olduğunu görüyoruz, çünkü güçlü bir orduyla kazanılmış olan böylesine güzel bir vatan bıraktılar bize,bunun temelinde her zaman çalışmak, okumak, okutmak, eğitim vardı, üretim vardı, çağdaşlık vardı.

Son yirmi yılda gelinen nokta ise cemaatle ve tarikatlar tarafından kuşatılmaya çalışılan ordu ve eğitim sistemiyle karşı karşıyayız.

Ülkenin temel unsurlarına yerleştirilen cemaat ve tarikat üyeleri geçmişimizi ve Ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ü silecek, yok sayacak kadar pervasızlaştılar…

Son günlerde gündemde olan 10 Kasım törenlerinde Atatürk rozetini yakasına takmak istemeyen teğmen ve cemaatçilerin içinden yetiştirilmiş olan bir grup asker ve bunlar TSK’nin çatısı altında bulunan askerler,artık hiçbir şekilde gizli saklı kalmadan bağıra bağıra Atatürk karşıtlığını sergiler oldular.

Diğer taraftan Milli Eğitim Bakanı’nın Türkiye Millet Meclisi’ndeki konuşmasını dinledim aman Allahım kükrüyordu resmen, “Cemaat ve tarikatlarla protokolümüz devam edecek”  “Hırsınızdan çatlıyorsunuz” diyerek bu denli kararlı ve sırtını sağlam yere dayamış olduğunu göstermiş oldu, nasıl bir kin ve nefret barındırmış ki içinde dediğim dedik havalarındaydı. Bunların kendilerince Sivil Toplum Örgütü olduğunu savunanSayın Milli Eğitim Bakanı meclis kürsüsünde boşuna kükremiyordu…Cedes adı altında okullarda cami vaizleri görev yapmakta ve bunlarda Ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK’e olan nefretlerini açıkça sergilemektedirler.

Bu yapılanma tehlikeli boyutlara ulaşmadan ivedilikle gereğinin yapılması şart.  Adaletin sağlam bir şekilde işleyerek kanunlar çerçevesinde Türkiye için en hassas kurumlarını parçalamak, bölmek isteyenler hakkında kanun ne gerektiriyorsa uygulanması gerekir, Türkiye Cumhuriyeti laiktir laik kalacaktır.

HERKES GÖREVİNİ YAPMALI…

Bu arada gazeteci Saygı Öztürk, “İzmir ve Eskişehir de Milli Eğitim Bakanlığı tarikatlar, cemaatler, STK’larla protokol imzalıyor, öğretmenlikle ilgisi olmayanlar okullara geliyor, hatta ve hatta sınıflarda ders veriyor. Karaman Lisesi’nde de, kısa adı ÇEDES olan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” projesi kapsamında Karaman Müftülüğü’nde görevli vaiz A.Y. okulun bir edebiyat öğretmeninin daveti üzerine derse girdi. O derslerde, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz hatırasına hakaret edildiği öne sürüldü. 

Karaman Milli Eğitim Müdürü Mehmet Çalışkan ve Karaman Lisesi Müdürü Murat Baysal ile ilgili okula davet edilen din görevlisi hakkında Eğitim İş Sendikası tarafından C. Savcılığına suç duyurusunda bulunuldu.” Bilgilendirmesinde bulundu.

O halde yetkilileri göreve davet ediyoruz.

Daha ne bekliyorsunuz? 

HAYRET KİRALARI PAHALI BULMUŞ!

Merkez Bankası başkanı HafizeGaye Hanım yüksek kiradan dolayı annesinin yanına yerleşmiş, ülkenin gidişatından bir haber olan Hafize Gaye hanım bina görevlisinden de ülkenin ekonomisi hakkında da bilgi alıyormuş(market- Pazar fiyatları)… İki yıldır bu ülkede olup ta çarşı, pazar,market fiyatlarını bina görevlisinden bilgi alması yaptığı açıklama karşısında “vatandaş ne yapsın” sorusunu doğal olarak sormamız gerekiyor…

Asgari ücretle geçinmeye çalışan vatandaşMerkez Bankası BaşkanıHafize Gaye Hanım’a 35 bin TL kira bedeli ödediği,maaşının ise 300 bin TL civarında olduğunu haber kaynaklarından öğrendiğimiz bilgiler arasında ve Hafize Hanım bu durumda bütçesine uygun kiralık daire bulamadığından yakınıyor.

Bir tarafta iktidar ne kadar kiralarda düşü var, enflasyonu haziranda kontrol altına alacağız, araba, konut fiyatları düştü, ekonomi düze çıkıyor dese de, diğer tarafta Hafize Gaye Hanım’ınbu itiraf eder gibi tezi çürütmüş durumda… Merkez Bankası Gaye Hanım’a bir tavsiyem de Çarşı-Pazar fiyatlarını bina görevlisi olan Sadık abisinden öğreneceğine sahaya inip fiyatlara kendi gözleriyle şahit olması ki; vatandaşın neylerle mücadele ettiğini görsün…