Biliyorum, uzun bir başlık oldu ama başka bir isim bulamadım. Kusura kalmayın… Tabloyu, bizim “Kıvılcım Akademi”nin en çalışkan, üyelerinden Osman Sel Hocamız göndermiş.
***
Hocamız çok okur, dikkatli okur, güzel analiz ve yorumlar yapar ama yazma “özürlü!”dür. Nedense yazmaz. Ne diyelim, “o kadar kabahat kadı kızında da bulunur!”
***
Tablo şu: Belediyelerin yönettiği toplam İllerin “sosyo ekonomik”durumu ile ilgili bazı temel veriler… Bakalım nasılmış:
***
CHP’nin yönettiği illerin toplam nüfusumuza oranı yüzde 62,2. AK Parti belediyelerinin yönettiği illerin oranı yüzde 22,5, DEM Parti belediyelerinin yönettiği illerin oranı yüzde 8,2ve MHP Belediyelerinin yönettiği illerin oranı yüzde 2,7.
***
Toplam ülke mevduatının yüzde 85’i CHP’li belediyelerin yönettiği illerde… AK Parti’nin yüzde 12, DEM’inyüzde 1,3 ve MHP’nin yüzde 0,9…
***
Sırada, toplam ihracat içerisindeki illerin payları var. CHP’li belediyelerin yönettiği illerin yüzde 79,6, AK Parti belediyelerin yönettiği illerin yüzde 18,7, DEM Parti belediyelerinin yönettiği illerin yüzde 0,9 ve MHP’li illerin yönettiği illerin yüzde 0,5.
***
Şimdi de,kişi başına ortalama geliri veriyorum, sırasıyla; 9.700 dolar (CHP), 7.200 dolar (AK Parti), 4.900 dolar (DEM) ve 7.400 dolar (MHP).
***
Nihayet, önemli bir gösterge de illerin GSYH’ya katkıları. Yine sırası ile yüzde 82 (CHP), yüzde 16 (AK Parti), yüzde 0,9(DEM) ve yüzde 0,3 (MHP).
***
Bunları şimdi yapacağım değerlendirme için verdim, bu tabloyu. Görevlerim nedeniyle, belediyelerde çarkın az çok nasıl döndüğüne tanığım. Bu süreçte gözlemim şu: Belediyeler, kasasına sahip çıkarsa; gelirini giderini kontrol eder, har vurup harman savurmazsa; doğan kent rantlarından, yasaların öngördüğü azami belediyenin kasasına aktarırsa, kaynakları “etkin ve verimli” kullanırsa ele güne muhtaç olmadan işlerini yürütür. Hem de çok rahat.
***
Rahmet Başkan Mehmet Çalık’ın ifadesi ile; “yüz paralık bakkalın on paralık defteri olur!” Gerçi bu sözü Kayserispor için söylemişti ama bu, herkes, her kurum/kuruluş ve her işletme için geçerlidir. O nedenle, başkanların ağlayıp sızlanmalarına gerek yok. Şayet, “on paralık defterleri” varsa mesele kalmaz.
***
Sanırım, geçen dönem, CHP’li on bir büyük şehir belediyesinin, tüm engellemelere rağmen, yaptığı buydu. Kaynakları, “etkin ve verimli” kullandılar. Gelir ve giderlerini kontrol altında tutular.
***
Bu dönemde de, yine CHP’li belediyelerin, merkezi hükümetçe, “topal ördeğe” çevrilecekleri muhakkak. Aksini düşünen çok iyimser. İnşallah ben yanılırım. Çünkü bunlar, 31 Mart seçimlerinden, ders almamış gibi gözüküyor…
***
Demem o ki, CHP’li başkanlar, muazzam bir nüfus ve muazzam bir ekonomik gücün harman olduğu, bir coğrafyanın belediyelerini yönetecek. Haliyle, yine bu illerde doğacak kent rantlarını. Bu rantları, belediyelere kanalize edebilirlerse, hükümetle kavgalarına gerek yok.
***
Yok, doğan ayni ve naktikent rantları belediyelerin kasalarına değil de, yandaşlara, derneklere, vakıflara, cemaatlere yönlendirirlerse, bu işin altından kalkamazlar… Nitekim, AK Partili belediyeler bunu yaptı. Yaptıkları da, borçla…
***
Yapınca da gırtlaklarına borç içerisindeler. Kamuya ait borçlarını ödemiyor; bu yetmiyormuş gibi, ha bire borçlanıyorlar. Şimdi, yeni seçilen CHP’li başkanların, AK Partili belediyelerden devralacağı malı tablo bu olacak; birikmiş borç. SGK’ya, maliyeye, EDAŞ’lara, doğalgazşirketlerine şuraya buraya.
