RECEP BULUT


“AZİM’İ SEVERDİM, AMA BANA HAKARET ETTİĞİ İÇİN VURDUM!”

Gazeteci Azim Deniz’e silahlı saldırıda bulunan Adem Tenbel Adliye’de, gazetecilerin “Azim Deniz’i niye vurdun?” sorusuna, “Haber yüzünden değil, altındaki kötü yazı nedeniyle” vurduğunu iddia etti...


YOZGAT SORGUN’DA 

YAKALANARAK 

KAYSERİ’YE GETİRİLDİ!

Gazeteci Azim Deniz’e evinin önünde silahlı saldırıda bulunan Adem Tenbel adındaki saldırgan Yozgat’ın Sorgun ilçesinde bir evde yakalandı. Kayseri’ye getirilen saldırgan Adem Tenbel, Adliye’de, “Azim Deniz’i niye vurdun?” sorusuna “Haber yüzünden değil, altındaki kötü yazı nedeniyle” vurduğunu iddia etti. Saldırıya uğrayan gazeteci Azim Deniz’de saldırının gerçek nedeninin bu olmadığını, yaptığı paylaşımlardan dolayı saldırıya uğradığını söylüyor. 

Pazartesi sabahı saat 09.00 sıralarında gazeteci Azim Deniz evinden çıkıp işine giderken oturduğu apartmanın otoparkından yanına doğru koşarak gelen eli silahlı bir kişi Azim Deniz’e peş peşe ateş ediyor…

Azim Deniz, kasığından yaralanıyor… Bacağına hafifi sıyrık alıyor…

Ve yardıma koşan oğlu Batuhan ve eşi tarafından kendi özel araçlarıyla önce Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne oradan da Şehir Hastanesi’ne naklediliyor…

Allah’tan kasığından aldığı kuşun kemiğe dayandığı için atar damarı parçalamıyor…

Önce hayati tehlikesi olduğu endişesi taşınıyor sonra doktorların müdahalesiyle stabil bir duruma döndürülüyor…

Şu anda Azim Deniz’in sağlık durumu iye, birkaç günden de taburcu olur… 

Şimdi gelelim saldırı olayına… 

Azim Deniz’e polis dört fotoğraf gösteriyor… 

Azmin Deniz, dört fotoğraf üzerinden hemen saldırganı teşhis ediyor… Saldırganın Adem Tenbel (Kimileri soyadını Tembel diye yazıyor ama Tembel değil gerçekte Tenbel) Tenbel olduğu anlaşılıyor…

Polisinde gayet iyi tanıdığı Adem Penbel’i hemen takibe alıyor… 

Uğrayabileceği adreslere peş peşe baskınlar düzenliyor ve sonunda Adem Tenbel’in kullandığı araç ile Yozgat’a doğru gittiği haberini alıyor… Önce Boğazlıyan’a gittiği bilgisini alıyor sonra Adem Tenbel’in Yozgat-Sorgun’da okuyan oğluna gizlenmek için gittiğini öğreniyor… Polis Adem Tenbel’i oğlunun evinde değil de güvenlik gerekçesiyle gizledikleri bir başka evde kıskıvrak yakalıyor ve Kayseri’ye getiriyor… 

Adem Tenbel getirildiği Kayseri Polisinde verdiği ifadede saldırıyı gazeteci Azim Deniz’i tanıdığını ve hatta gazetecilere söylediği gibi sevdiğini de fakat yaklaşık bir yıl önce paylaştığı bir haberin altındaki ağır hakaretten dolayı vurduğunu söylüyor… 

İnandırıcı geliyor mu? Gelmiyor… Niye gelmiyor? Çünkü Adem Tenbel’in bahsettiği olay yaklaşık bir yıl önce cereyan etmişti… Yani üzerinden neredeyse bir yıl gibi bir süre geçmiş… 

Aslında o kasette bahsedilen olaylar yaklaşık 2,5 yıl önce cereyan etmiş… 

Yavuz Yıldız ile Adem Tenbel arasında geçen ses kaydında Mehmet Abeş’in bıçaklandığını ilişkin bir takım sözlere yeralıyor ve Adem Abeş’i bıçakladığı iddia edilen iki kişinin Kayseri dışına gönderileceği ve bu nedenle Yavuz Yıldız’dan harçlık istediklerine ilişkin bir takım konuşmalar… Gerçekten böyle bir bıçaklama olayının olup olmadığı da bilinmiyor… Çünkü Mehmet Abeş o günlerde butür bir iddiayı ne polis bildirmiş ne de yargıya taşımış… 

Nihayet aradan geçen süre zarfında Yavuz Yıldız, hem Adem Tenbel hem de Mehmet Abeş ile ilgili dava açıyor ve dava halen Kayseri Adliyesi’nde devam ediyor… Dava neticesi ne olur ileri de belli olur… İşte bu süreçten sonra geçen yıl Mart ayında bu ses kaydı birçok basın mensubuna servis edilmiş ve hatta Youtuba konulmuştu… Azim Deniz’e de geçen yıl ulaşmış olmalı ki o da bu ses kaydının bir kısmının paylaşmış, bunun üzerine Adem Tenbel ile sözkonusu paylaşımın altında yapılan yoruma verdiği cevabı hakaret kabul ederek aralarında sözlü bir takım tartışmalar olmuş… Ama mevzu o tarihten sonra kapanmış gibiydi…

Aradan bir sene geçtikten sonra tartışma tekrar alevlenmiş mi bilinmiyor…Azim Deniz o mevzu kapanıp gitti, saldırının o nedenle olması mümkün değil diyor…

Dün çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Adem Tenbel’de saldırıyı o olayla ilişkilendirmeye çalışıyor…

Dün getirildiği Adliye’de, “Azim Deniz’i niye vurdun?” diye soran gazetecilere, “İncelerseniz görürsünüz! Haber yüzünden değil, altındaki kötü yazısı yüzünden. Seviyorum kendisini. Yıllardan beri tanıyorum. Neden bana hakaretli yazı yazdı? Hiç kimse yazmadı. Sadece o yazdı!” diyor. 

Yani bahse konu olan yazı dediğim gibi geçen yılın mart ayında cereyan etmiş… Geçen ayın Mart ayından beri bu öfke devam ediyor olabilir mi? 

Biraz zor bir ihtimal…

Gazeteci Azim Deniz’de, “O yazıdan dolayı değil, dün akşam (saldıra uğradığı sosyal medya hesabından aynı gece yaptığı paylaşımdan bahsediyor) paylaşımından dolayı!” diyor…

Saldırgan 2023 yılı mart ayındaki paylaşımı gerekçe gösteriyor, saldırıya uğrayan gazeteci Azim Deniz’de saldırıdan bir gün önce akşam sosyal medya hesabındaki paylaşımını gerekçe gösteriyor…

Tabii saldırı gerçekte hangi gerekçeye dayalı bizim bilmemiz mümkün değil… Bunu devletin kolluk kuvvetleri ve bu saldırı olayını soruşturacak Cumhuriyet Savcısı ve daha sonra da hazırlanacak iddianameye göre görülecek dava sürecinde ortaya çıkacak… Ya da ortaya çıkmayacak! Öylesine ilginç bir saldırı olayı ile karşı karşıyayız…

Sebep her ne olursa olsun bir gazeteciye saldırıda bulunmak kabul edilebilir bir davranış değil… Varsa bir olumsuzluk hak arama yolu yargıdır… Butür silahlı bir saldırı hiçbir gerekçeyle makul karşılanamaz… Herkesin açık ve net bir şekilde tavrını ortaya koyması lazım… Saldırıyı şiddetle kınaması lazım… 

**

MELİKGAZİ İLÇE TARIM 

MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN 

KASASI NASIL SOYULDU?

Çiftçiye dağıtılması gereken 46 bin lira tutarındaki tohumluk gübre parası kasadan alınarak yerine bir tomar kağıt konuldu.

PARA YERİNE KASAYA 

BİR TOMAR KAĞIT 

KONULMUŞ! 

Melikgazi İlçe Tarım Müdürlüğü’nün mutemet kasasında bulunan ve çiftçiye ödenmesi gereken 46 lira değerindeki tohum parası çalındı. İki hafta önce izine çıkan döner sermaye mutemedi Sait Yüksel, kasadaki 46 bin liranın bilinmeyen kişi ya da kişilerce çalındığını ve yerine bir tomar kâğıdın konulduğunu görünce duruma ilçe Müdürü Okay Sağnak’a bildirdi. Sağnak’ta emniyete haber verdi.  

Olaya elkoyan Emniyet Mali Şube ekipleri olayı soruşturuyor. 

Pazartesi sabahı iki önemli vaka yasandı…

Biri gazeteci meslektaşımız Azim Deniz’in evinden çıkarken bir saldırgan tarafından tabancayla vurulması diğeri de Melikgazi Tarım İlçe Müdürlüğü kasasının soyulması olayı…

Tabii gazeteci meslektaşımız Azim Deniz’e yapılan çirkin saldırı Melikgazi İlçe Tarım İl Müdürlüğü kasasından 46 bin TL’nin çalınmasından daha önemli…

Ama pazartesi günü peş peşe sabah saatlerinde böyle iki ayrı olay patlak verdi…

Tabii Şeker Mahallesi’nde bir okul idaresinin bir veli tarafından basılarak tabancayla bir idareciye ateş açılmasını da gözardı etmezsek…

Haftanın ilk günü meydana gelen bu olaylara bakınca toplum olarak “Ne oluyoruz böyle?” demeden edemiyor… 

Şimdi gelelim Melikgazi İlçe Tarım Müdürlüğü’nün kasasından 46 bin TL’nin çalınması ya da soyulması olayına… 

İnsan, bu olayı duyunca şaşırmadan edemiyor…

Tıpkı yaklaşık üç hafta önce Kayseri Adliyesi’nde 5. Asliye Hukuk Mahkemesi Katibinin adliye emanetinde bulunan parayı çekip harcaması gibi…

Üzücü olan bu olay Adliye Sarayı’nda oluyor…

Şimdi de Tarım Orman Bakanlığı’na bağlı Melikgazi İlçe Tarım Müdürlüğü binasında…

Binaya giriş çıkış nizamiye kontrolü altında… Fuar yolu üzerindeki binada hem Melikgazi hem de Kocasinan İlçe Tarım Müdürlüğü ile İl Müdürlüğü bulunuyor… Binanın bir tarafında Melikgazi diğer tarafında ise Kocasinan İlçe Müdürlüğü bulunuyor… Normal bir vatandaş sözkonusu binaya girecek olur ise Nizamiyeden geçmesi gerekiyor… Personel girişi ise kimliklerin optik okuyucudan geçmesi gerekiyor… 

Yani böylesine kontrollü bir binaya dışarıdan biri ya da birilerinin girip çiftçiye ödenmesi gereken 46 lira değerindeki tohum parasını çalıp gitmesi hemen hemen mümkün değil… 

Yani dışarıdan gelen birinin bu parayı kasadan çalıp gitmesi mümkün görünmüyor…

Peki o halde bu para nasıl çalınmış olabilir?

İddiaya göre döner sermaye mutemedi Sait Yüksel, iki hafta önce izine çıkmış… İzine çıkmadan önce kasa defterindeki para hareketlerini kasa defterine işlemiş…Ve en son haliyle 46 bin TL ile teslim etmiş… Kime teslim etmiş? Mutemet vekili Fazlı Ulutaş’a… Kasanın iki anahtarı varmış; Anahtarın biri iki hafta süreli izine ayrılan döner sereye mutemet Sait Yüksel’de diğer ikinci anahtar da Tarım İlçe Müdürü Okay Sağnak’ta…

Ve Döner Sermaye Mutemedi Sait Yüksel iki haftalık izininden sonra pazartesi günü mesai saatinde dairesine gelip kasayı açtığında kasada bulunan 46 bin liranın bulunmadığını yerine A-4 kağıtlardan kesilmiş para ebadında bir tomar kâğıdın bulunduğunu görerek durumu İlçe Tarım Müdürü Okay Sağnak’a polise bildirmiş. Sağnak’ta emniyete haber vermiş…  Olaya elkoyan Emniyet Mali Şube ekipleri olayı soruşturuyor. 

Şimdi merak edilen şu;

Döner Sermaye Mutemedi Sait Yüksel cidden iddia edildiği gibi kasayı 46 bin lira olarak teslim etti ise kasadan bu parayı kim aldı? Kasanın iki anahtarı olduğuna göre kasanın anahtarlarından birinin çalınma olasılığı var mı? Yoksa kasa nasıl açıldı? Öyle ya kasa zorlanmamış, kırılmamış, parçalanmamış… Yani anahtar kullanılarak açılmış! İki hafta süreyle izine ayrılan Döner Sermaye Mutemedi Sait Yüksel, iki hafta süresince daireye hiç gelmiş mi? Gelmiş ise anlamanın yolu çok kolay… Nizamiye girişinden personel kimliğinin optik okuyucunun hangi gün hangi saatte geldiğini okuyup kayıtlara geçirmesi gerekmez mi? Ayrıca binanın güvenlik kamera kayıtları da var… Mutemet Sait Yüksel’in hiçbir şekilde geliş gidişi olmamış ise geriye İlçe Tarım Müdürü Okay Sağnak kalıyor… Sayın Sağnak, kasayı hiç açmış mı? Ya da kasanın anahtarını kimseye vermiş mi? Vekalet eden Fazlı Ulutaş dahil… Bunlar aslında cevabı zor olan sorular değil… Parmak izleri, güvenlik kamera görüntüleri… Geliş-gidiş saatleri…Hala çağı geçmiş olmasına rağmen imza kartonları hepsi birere delil içerir…Bundan sonrası polisin ve olayı soruşturacak Cumhuriyet Savcısının işi…Bekleyip görelim bakalım…Çiftçiye ödenmesi gereken gübre parasını kim ya da kimler yürüttü? O para altı aydır o kasada niye tutulur o da ayrı bir mesele…