KADİR DAYIOĞLU


AHİLİK HAFTASI (2021)

Ahilik Haftası başlamış. Yine bildik şahıslar, yine bildik sözler, yine bildik ritüeller… Yine bildik, “yağ çekmeler!”, hele hele Büyükşehir Başkanı’na… Tabii, bu “yağlar” karşılıklı oluyor.


Ahilik Haftası başlamış. Yine bildik şahıslar, yine bildik sözler, yine bildik ritüeller… Yine bildik, “yağ çekmeler!”, hele hele Büyükşehir Başkanı’na… Tabii, bu “yağlar” karşılıklı oluyor.

***

Başka ilde var mı, bilmem ama Kayseri’de bu iş kurumsallaştı… Ama “sen, ben, bizim oğlandan” da öte gitmiyor.  Kimsenin ilgisini çektiği falan da yok. Rastgele sorun bakalım bir esnafa, haberi var mı, ahilikten, “Ahilik Haftası”ndan?  Ne gezer, millet geçim, iş ve aş derdinde. Maişet motorunu çevirme peşinde.

***

Ben ahiliği, “tarihin karanlıklarına gömülmüş bir kurum” olarak kabul edenler cümlesindenim ki, tüm ciddi iktisat tarihçileri bunun böyle olduğunu söyler. Bu fakir de bunlardan mülhem aynı kanaati taşır.

***

Bir kere; ahilik ya da genel adı ile loncalar, sadece bize özgü kurumlar değil. Ortaçağ Avrupa’sında da çok yaygın. Bunlar, “çağlar üstü” falan olmayıp, birer “ortaçağ” kurumları; bu çağda ve bizde 20’inci yüzyılın başlarına kadar dini, iktisadi, siyasi ve hayatta önemli roller üstlenmiştir.

***

Osmanlı’da “asayişi sağlama” yani “zaptiye” görevi üstlendiklerini de görmekteyiz. O nedenle, bu kurumdan, günümüzde, ders alacak hiçbir şeyimiz yok! “İş ve fiyat” tekelciliğinden ne ders alınabilir ki?

***

Ahilik meslek örgütü olmaları nedeniyle bir “çıkar örgütüdür”. 1727 yılında elde edilen “Gedik Hakkı” ile tam bir “iş ve fiyat” tekelciliği oluştu; temelli kapatıldığı 1913 yılına kadar işyeri açabilme fermana mahsusu bir hale geldi. Yerine, Odalar ikame edilmeye başladı. Günümüzün TOBB ve TESK’i bu yeni oluşumun sonucudur.

***

TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, bir (tivit) atmış “hafta” nedeniyle. Şöyle demiş Başkan:

“Ticarette güzel ahlakı, komşusu siftah yapmadıysa ikinci müşterisini ona gönderecek kadar cömert ve iyi yürekli olmayı, birlik, dayanışma ve paylaşmayı en önemli ilke olarak görmeyi tanımlayan Ahilik kültürümüz yüzyıllarca var olmaya devam edecektir.”

***

Başkan güzel söylemiş de dün ve bugün gerçekten hayat böyle mi(ydi)? Ya da buna inanan kaç kişi var hayatta? Sayın Başkan, tarih hiç öyle yazmıyor?

***

Bakınız; bazı iş kollarında, tam iki asır yeni bir işyeri açılmasına izin verilmedi, İstanbul’da… Mesela; “berber gediğinde”, “100” işyeri varsa, “101” yapılmadı. Hangi ciddi bir iktisat tarihi kitabını açarsanız açın benzeri misallere rastlarsınız.

***

Bugün, İstanbul’da yaşanan, İBB’nin yapmak isteyip de yapamadığı “ilave taksi” hedefini engellemek de bu cümleden. Bu, “gedik hakkının” günümüze yansımasından başka bir şey değil. Bunu da İmamoğlu seçilince, “temsil kompozisyonu” değişen “İstanbul UKOM” yapıyor. Yaklaşık yarım asır önce tespit edilmiş “taksi” sayısını; “artırmam!” diyor; Başkanı, “topal ördek” yapmak istiyor.

***

Bunu yapanlar şunu unutmasın: Arzın talebi karşılamadığı bir ortamda “illegalite”, “kayıt dışılık” ve haliyle “rant” oluşur. “Korsan taksi”, büyük paralarla “el değiştirme” bunun bir sonucudur.  

***

Adamlar, ilave “taksiye” izin vermeyiz diyorlar. Yine bunlar, “bir kalite” olan, çağrı üzerine hizmet veren UBER’i kovulmasını istedi;  AB kapısını çalan iktidar da, bir sandık öncesi istekleri yerine getirdi. Aynı iktidar; “kaliteyi kovmakla” da övündü.  

***

Ahiliğin hiçbir “kutsiyeti” falan yoktur, Ahi Evran’ın tasavvuf ehli, ahilerin piri olması bu keyfiyeti değiştirmez; ayrıca, devlet yönetiminde olduğu gibi ahilikte de din, çıkarlar için bir araç olarak kullanılmıştır. Yani; “araçsalaştırılmış!”

***

Özünde “iş ve fiyat tekelciliği” yatan bir ortaçağ kurumunu “çağlar üstü” gösterme ve “kutsiyet atfetme” gibi bir inanca sahip öncülük edenler, biraz Osmanlı iktisat tarihine vakıf olsalar, “kutsamaktan”, “özlemekten” vazgeçerler; sadece bir “kültür” olarak anarlar… Tabii, vakıf olsalar; Osmanlı iktisadi hayatının çökmesine nasıl vesile olduklarını görürler.

****

Mesela bir soru soracağım. Aslında bunu çok sordum, bir türlü de yanıt alamadım: Tüccar vasfına haiz kişiler “Esnaf ve Sanatkarlar” örgütlerinin başında bulunabilir mi?

***

Piyasanın vazgeçilmezi“ serbest rekabet”tir. Tekelciliğin asla ve asla yeri yoktur. Osmanlı iktisadiyatını batıran bir kurumdan, günümüzde, keramet beklemek abesle iştigaldir.