KADİR DAYIOĞLU


ADAYLARA DERS OLUR MU?

Bir seçim arifesinde birkaç kez tekrarladığım yazımı, yine vereceğim. Başlık, “Boynuzunuz mu takılacak?”Umarım adaylara ders olur? Sadece bir ilave yapacağım.


Bir seçim arifesinde birkaç kez tekrarladığım yazımı, yine vereceğim. Başlık, “Boynuzunuz mu takılacak?”Umarım adaylara ders olur? Sadece bir ilave yapacağım. Bir imar planı da, Vali ve Belediye Başkanı merhum Nazmi Toker zamanında, 1930’larda, hemşerimiz, şehircilik uzmanı Burhanettin Çaylak’a yaptırtmış. Literatüre de; “Çaylak Planı” olarak geçmiş. Bu ilaveden sonra, şimdi anılan yazımı vereceğim (27 Eylül 2008).

***

Bu yazının bir benzerini geçmişte yazmış ve merhum Murat Kanuncu’nun tepkisini almıştım. Merhum, tıpkı o da, AKP’li belediyeler kendileri ile başlattığı gibi, Kayseri belediye tarihini amcası Osman Kavuncu ile başlatıyordu. Ondan önce hiçbir şey yoktu.  Daha önce yapılan şehir imar planı da bu cümledendi. Neyse!

***

Amacım; birilerini yüceltmek birilerini “küçültmek” ya da “yok saymak” değildir. Hem, böyle bir değerlendirme haddime de değil, gücüm de yetmez. Amacım; geleceğin kent tarihçisine bir “not düşmek”, “Sezar’ın hakkını Sezar’a, Tanrı’nın hakkını Tanrı’ya vermek!”

***

Kayseri’nin ilk imar planının rahmetli Osman Kavuncu döneminde yapıldığına dair yaygın ama yanlış bir kanaat var, kamuoyunda. Oysa ilk köklü imar planı, 1940’ların ilk yarısında Başkanlık yapan Avukat Emin Molu dönemine rastlar. Yıl, 1944. “Emin Molu, Almanya’da hukuk doktorası yapmış, yenilikçi, çalışkan, disiplinli bir yöneticiydi.“

***

Rahmetli Emin Molu, Avukat Behçet Molu’nun babası. Behçet Bey, babası ile ilgili anıları kaleme alırsa çok iyi olur. Bir karşılaşmamızda, Behçet abiye bunu teklif ettim ama yanıtı şu oldu; “Rahmetli babam, nev-i şahsına münhasır bir adamdı!” Yani, teklifimi geri çevirdi. Ama ısrar ettim; şayet, küçük küçük notlarla bana bilgiler ulaştırabilirse, kaleme almaya söz verdim. 

***

Bu imar planlarını yapanlar, ikisi de merhum Alman şehircilik uzmanı Prof. Ösner ve ünlü mimar, Prof. Kemal Ahmet Aru. İşin teknik yönüne girmeyeceğim. Bu beni aşar da... Ama bu planın uygulaması ile ilgili Kavuncu döneminden bir anekdot aktaracağım. Anekdot, 1988 yılında İstanbul’da basılan “Kayseri’de Yaşayan Renkli Kişiler” isimli kitaptan alınmıştır. Kitabı yazan da avukat merhum Cavit Yeğenoğlu...

***

Cavit Bey, 40. sayfada, “Cadde Meselesi” başlığı altında bir anısını naklediyor. Olay şu: “1950 seçimlerinde Demokrat Parti’ye aday olmadan beş on arkadaş Belediye Meclisi’ne aday olduk ve seçildik. Toplantılara iştirak ediyoruz, bilmediklerimizi de hiçbir baskıya maruz kalmadan söylüyoruz.”58 yıl sonra, 2008’de, bir AKP’li meclis üyesi bunu yapabilir mi?

***

Yeğenoğlu anlatmaya devam ediyor: “Çok eskiden şehrin nazım planları, değerli bilim adamlarından bir Alman Profesöre hayli ücret verilerek çizdirilmiş. Bugünkü Mahrumlar (Esentepe k.d.) altı Hipodrom olarak düzenlenmiş (Aydınlık Evler olsa gerek k.d). Bu yeri mesken mıntıkası yapmak istiyorlar. Hem de işçi kooperatifine yok pahasına verecekler.

Demek ki hastalığımız yeni falan değil, ezeliymiş. Devam edelim: “Görüşmeler bende, daha önce parti grubunda kararlaştırıldığı kanaatini uyandırdı. Söz istedim:‘Arkadaşlar şehrimizin geleceği düşünülerek, birçok para harcanarak, dünyada isim yapmış adamlara çizdirilmiş. Sizler 15 metrelik caddeleri 10 metreye indiriyorsunuz, hipodromu kaldırıyorsunuz, bu yaptığınız doğru değil’deyince hiç unutmam...”

***

Bakalım Cavit Bey neyi unutamıyor? “Üyelerden biri, hem de avukat;‘At koşturacak adam, biraz ilerde koştursun, caddelerin genişliği de 10 metre olarak iyi, oradan geçenlerin boynuzu mu takılacak ne lüzum var 15 metreye?!’” dedi.

***

Doğru ya! Ne gerek 15 metre yola, boynuzumuz mu takılacak? Ben bir değer hükmü vermek istemiyorum. Aslında olay çok açık... Bakınız Cavit Bey, Falih Rıfkı Atay’ın Çankaya isimli eserinden mülhem, o dönemi ile ilgili önemli bir şey daha söylüyor: “Yeni bir semtin imar planı müzakere ediliyor. Burası şehrin merkezi olarak düşünülüyor. Caddeler yine dar tutuluyor. Kalkıp dedik ki; Bu tasarladığınız işyerinde, yarın her odada oturan kimsenin, bir arabası olacak nereye park edecek? Pencereden pencereye bir kalasla geçilecek şekilde işyeri yapamazsınız. On sene sonrasından bahsettiğim için gülmüşlerdi.

***

Evet. Planda bir park yeri ayrılmıştı ama o da bizden sonraki Meclis ve Belediye Başkanının gayretleriyle satıldı, gözleri ve ruhları karartan çirkin bir bina konduruldu.”

***

Sözü edilen Mahalle Cumhuriyet Mahallesi. Bu çirkin bina Havuzlu Han. Belediye Başkanı da; Osman Kavuncu milletvekili olunca riyasete geçen, İnş. Y. Müh. Şahap Sicimoğlu