İBRAHİM PEKBAY


ARAFTA KALDI GİBİ…

Hangi amaçla olursa olsun, demokratik hal olarak kullanılacak gösterilerde, polis ile çatışmaya girmek akıl işi değildir. Çünkü polis, devlettir…


1 Mayıs Salı günü sabah televizyon kanallarından, “1Mayıs kutlamalarının Taksim Meydanında yapılıp yapılmayacağını görebilmek ve o sırada da neler olduğunu öğrenebilmek amacıyla ekranlara kilitlendik.

Gün boyu da izledik…

Onaylamadığım konu şu: Bir iki yerde göstericiler, polis ile çatışmaya girdi, aralarında belki de karıştırıcılarda vardı.

Olmadı…

Hangi amaçla olursa olsun, demokratik hal olarak kullanılacak gösterilerde, polis ile çatışmaya girmek akıl işi değildir. Çünkü polis, devlettir…

Birkaç sarı dandik sendika temsilcileri, Gümüşsuyu tarafından gelip Taksim Anıtına çelenk koyup ayrıldılar, DİSK ise toplanma yeri olarak Saraçhane’yi seçmişti.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İl Başkanı Özgür Çevik ve milletvekilleri de oradaydı.

Karşılarında, yani Saraçhane Bozdoğan kemerinin önünde ise 4 sıra ve boydan boya polis barikat kurmuştu. Geçmek için illa ki o barikatı bir şekilde yarmak gerekirdi ama o girişimin sonucunda ne olurdu, kestiremezdi.

Sonuçta DİSK sendikası, hesaplanamayan ve tatsızlık çıkabilecek olaylara meydan vermemek için Taksim’e yürüyüşü iptal etti.

Bu arada birtakım kişiler, ellerindeki plastik elektrik boruları ile sıralanmış ve kendilerini kalkanla koruyan polislerin kalkanlarına vurmaya başladılar.

Gereksiz bir hareket ve elbette polis bir süre izledikten sonra biber gazı ve plastik mermi ile bu aşırılık gösterenleri dağıttı.

Bu arada Özgür Özel, DİSK yürürse biz de yürürüz ama olay da çıkmasını istemeyiz, oradaki polisler de bizim nazarımızda emekçi gibisinden açıklama yaparak DİSK’in kararına uydu ve Saraçhane’den ayrıldı.

Böyle mi olmalıydı?

En azından polis barikatına kadar gidip, orada açıklamasını yapıp geri dönmeliydi, ama olmadı.

Özgür Özel, 1 Mayıs’taki davranışında yanlışlık yoktu ama bir fırsatı kaçırdı.

Ben bunu Hz. Mevlana’nın şu sözüne bağlıyorum: “Hamdık piştim, yandım…”

Özgür Özel, henüz Genel Başkan, pişecek ve yanacak, bu türden hataları mutlaka daha yapacaktır.

Önemli olan, her hata sonrasında bir ders çıkarabilme başarısını göstermesidir.

Bu yazı, hep ifade ettiğim gibi, yazılı basında bir gün sonra çıkıyor. Bugün Perşembe, kendisi Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AKP Genel merkezinde görüşecek.

Belli ki apaçık tuzak bu…

O zaman bu tuzağa düşmeyecek, önceki saatlerde AKP genel merkezine bir heyet gönderecek ve oturma düzenini kontrol ettirecek, 23 Nisan’da ki çay davetine benzemeyecek.

Böyle bir görüntüye izin vermeyecek.

İkincisi, asla ve kat’a anayasa değişikliği konusuna girmeyecek.

Ve kapıdan dışarı çıktığında bekleşen basın mensuplarına, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile yaptığı görüşme sonucunda yaptığı gibi, apaçık içeride neler olduğunu millete anlatacak…

Çünkü gelecek siyaset şeklinde, şeffaflık daha değer kazanacak.

XXX

Peki, bunlar olmaz ise n’olur?

Özgür Özel’i bir süre sonra türkü çığırarak Manisa sokaklarında gezerken görürüz.

Cahildim dünyanın rengine kandım / Hayale aldandım boşuna yandım / Seni ilelebet benimsin sandım / Ölürüm sevdiğim zehirim sensin…

XXX

Bugün yine bu toplantının sonunu ilgi ve merakla bekleyeceğiz…

Ya Başkan olarak kalacak, ya da liderliğe doğru yol almaya devam edecek.

Araf’ta kalmak zor şeydir.

Bakalım n’olacak…