MUSTAFA CENGİZ


23 NİSAN İLE BAŞLADI... 19 MAYIS İLE SÜRMELİ… 30 AĞUSTOS’TA COŞKU, 29 EKİM’DE ZİRVE YAPMALI.

31 Mart Yerel Seçimleri bir uyarı oldu. Güçlendirilmiş Parlamenter sistem… Ve... Fabrika ayarlarına geri dönüş. Laik Türkiye Cumhuriyeti. Bu saatten sonra yapılması gereken mi? 23 Nisan ile başlayan duyarlılık, 19 Mayıs ile sürmeli… Ve… 30 Ağustos’ta bu coşku, 29 Ekim’de zirve yapmalı… Milli bayramlarımızın her biri Cumhuriyetimizin, TBMM’nin, Laiklik ilkesinin temel taşlarıdır. Bu taşları yerinden oynatmak için yapılan her hamle karşısında bugünün 23 Nisan’ın kutlayan miniklerimizi yarınlarda 19 Mayıs’ta 30 Ağustos’ta 29 Ekim’de karşılarında bulacaklardır. Unutmayın; Ulu önder Atatürk’ün söylediği gibi “Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.” “Ulusal Egemenlik” kavramının içini boşaltıp bunu sadece bir çocuk bayramı gibi sunmaya, basite indirgemeye çalışanlara yazıklar olsun… 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.


TBMM’nin “Hâkimiyet Kayıtsız şartsız milletindir” anlayışı ile kuruluşunun 104.yılını bu yıl bir başka mana ve anlam ile daha bir coşkulu kutladık.

Sanırım epey özlemiştik, milli bayramlarımızı. 

Anlam ve önemini.

Birlik ve beraberliğimiz açısından Türk milletine kazandırdığı hasletleri de…

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın 104'üncü yıldönümü bir başka kutlandı bu yıl.

Ne kadar da özlemiştik?!...

Peki ne oldu 23 Nisan 1920'de?

Türkiye Büyük Millet Meclisimizin açılışı ile milli egemenliğimizin ve bağımsızlığımızın tüm dünyaya duyuruldu.

“Ulusal Egemenlik” kavramının içini boşaltıp bunu sadece bir çocuk bayramı gibi sunmaya, basite indirgemeye çalışanlara yazıklar olsun…

İLK VE TEK ÇOCUK BAYRAMI…

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, öylesine büyük düşünün, öylesine uzağı gören, 20. Yüzyılın dahisi olmayı hak eden o kadar büyük icraatlara imza attı ki.

Bu bayram Dünya tarihinde ilk ve tek olması, bütün Dünya çocuklarını bir araya getirmesi ve yıllarca unutulmayacak dostluklara da köprü olması bağlamında son derece büyük bir önem arz etmektedir. 

Mustafa Kemal Atatürk, TBMM'nin açıldığı tarih olan 23 Nisan 1920'yi bayram olarak çocuklara armağan etmekle geleceğe verdiği önemi ortaya koyarak geleceğimizin teminatı çocuklarımıza olan güveni de gözler önünü serdi.

Devamında gençlere 19 Mayıs’ı armağan etti. 

Her fırsatta onlara sahip çıktı, Cumhuriyetimizi de onlara emanet etti. 

KEMİKLERİNİ SIZLATIYORUZ…

Ve... Ne kadar üzücüdür ki Emeklinin 10 Bin TL'ye mahkum edildiği bir dönemde Vatan-Millet-Bayrak aşkı ile yanan ve bu uğurda canlarını feda edenlerin kurduğu yüce meclis bugün nerede ise işlevini yitirmiş, sadece Milletvekillerinin büyük çaplı maaşlar aldıkları ve önümüzdeki günlerde de bir başka yeni ve yine nerede ise 50 Bin TL'ye yakın maaşlarına zam alacakları bir başka skandal ile gündemde.

Sormak lazım acaba bugün gelinen nokta ile kurulduğu gündeki yüce ruh arasında bir ilişki var mı?

Ülkemizin bekasının en önemli kilit kurumlarından birisi olan TBMM sürekli skandalları ile kavgaları ile gündeme geliyor.

Şimdi de Anayasa’nın ilk dört maddesine takmış durumdalar.

“Değiştirilemez, değiştirilmesi dahi teklif edilemez!” denilen ilk dört maddenin değiştirilmesi ve daha önce yaptıkları gibi TC’den sonra bu kez de bu topraklardan Türk isminin silinmesi için son bir hamleleri kalmış durumda.

Ey Türk uyan.

Uyuma…

Sanırım bugün TBMM'de yer alan vekillerin birçoğu ile atalarımızın kemiklerini sızlatıyor.

Bizlerde onları seçip meclise gönderdiğimiz için sanırım büyük vebal altındayız.

BİZLER NE YAPMALIYIZ?

O halde bizlerde geleceğin güçlü ve büyük Türkiye'sini yarının büyükleri çocuklarımızın şekillendireceğinin farkında olarak çocuklarımızı en iyi şekilde geleceğe yerli, milli ve manevi değerlerimiz ile hazırlamalıyız. 

Çalışmayı, araştırmayı, üretmeyi, bilimi ve bilgiyi hayat felsefesi olarak benimsemelerini ön planda tutmalıyız. 

Bizler vatanımızı, bayrağımızı korumayı, insan sevgisini, çalışkan ve dürüst olmayı bu cennet vatanı al kanları ile boyayan atalarımızdan kıymetli anne, babalarımızdan ve değerli öğretmenlerimizden öğreniyoruz. 

23 Nisan 1920 bugün üzerinde özgürce yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temellerinin atıldığı ve milli egemenliğin ilan edildiği önemli bir gün.

Millet olarak tarihimizin önemli dönüm noktalarını çocuklarımıza öğretmeli, onları her zorluk karşısında milli mücadeledeki ruh gibi bir bütün halinde el ele-kol kola hareket etmelerini sağlamalıyız. 

Onlar sayesinde ülkemizin yarınlarına umutla bakıyoruz.

Bugünün çocukları, yarının büyükleri olarak sizlerden aldığımız bu bayrağı, ülkemizin en güzel yerlerine taşımak bizlerin boynumuzun borcudur.

MUHTAÇ OLDUĞUNUZ KUDRET…

Çocuklarımızın mutluluğu her zaman önceliğimiz olmalı. 

Yarınlarımızın mimarı, atalarımızın mirasının emanetçileri çocuklarımızın her zaman yanında ve destekçileri olmalıyız. 

Onların gelişimi, eğitimi, hayata renk katacak özelliklerini geliştirebilmeleri için elimizden geleni yapmalıyız. 

Barışın tüm dünyayı kucakladığı, yeryüzündeki tüm çocukların eşit şartlarda olduğu Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda çocuklarımızın gösterdiğimiz güvene, verdiğimiz değere ve sevgiye layık olacaklarından hiç şüphemiz yok.

Zira muhtaç oldukları kudret asil kanlarında mevcut.  

MİNNETARIZ ATAM…

Milletimizin onuru ve şerefi olan TBMM'nin kuruluşunun 104'üncü yıldönümünü, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlu olsun.

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, kahraman silah arkadaşları ve ülkemizin bağımsızlığı uğruna tereddütsüz canlarını ortaya koyan tüm şehitlerimizi saygı, minnet, rahmet ve dua ile anıyorum. 

Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm silah arkadaşlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi rahmetle yad ediyoruz.

Onların bizlere bıraktıkları bu Cennet vatanın bir kez daha düşman ayakları altında çiğnenmemesi, Harici ve dahili bedbahtların işbirliğinde sığınmacıların yarın bir gün yaratacakları kaos, iç savaş dahil her türlü tezgaha karşı teyakkuzdayız. 

SON SÖZ…

Milli ve manevi değerlerimize son dönemlerde yapılan saldırılar ayan beyan ortada.

Başta Kurtuluş savaşımızın Başkomutanı Mareşal Gazi, Cumhuriyetimizin kurucusu ezeli-ebedi Cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Cumhuriyete, Laikliğe, Devletin tüm kurum ve kuruluşlarına karşı gerçekleştirilmek istenen tüm operasyonlara karşı geride kalan 31 Mart Yerel Seçimleri bir uyarı oldu.

Güçlendirilmiş Parlamenter sistem…

Ve... Fabrika ayarlarına geri dönüş.

Laik Türkiye Cumhuriyeti. 

Bu saatten sonra yapılması gereken mi? 

23 Nisan ile başlayan duyarlılık, 19 Mayıs ile sürmeli…

Ve… 30 Ağustos’ta bu coşku, 29 Ekim’de zirve yapmalı…

Milli bayramlarımızın her biri Cumhuriyetimizin, TBMM’nin, Laiklik ilkesinin temel taşlarıdır.

Bu taşları yerinden oynatmak için yapılan her hamle karşısında bugünün 23 Nisan’ın kutlayan miniklerimizi yarınlarda 19 Mayıs’ta 30 Ağustos’ta 29 Ekim’de karşılarında bulacaklardır.

Unutmayın; Ulu önder Atatürk’ün söylediği gibi “Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.”

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.